11. Hukuk Dairesi 2016/2664 E. , 2017/607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/06/2015 tarih ve 2014/403-2015/365 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların ortak bulunduğu Ltd. Şti. ortaklığından davalının şirkete ait oteli kötüniyetle devretmesi nedeniyle çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının şirketi münferiden temsil yetkisi bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı şirketin ve davalının ... Otelcilik Ltd. Şti"nin ortakları oldukları anlaşılmaktadır. Limited şirket ortağının çıkarılmasına ilişkin yasal düzenleme TTK 640 maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme gözetildiğinde limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine haklı sebeple çıkarma davası açması olanaklı değildir. Böyle bir davanın ancak ... Otelcilik Ltd. Şti. tarafından açılması gerekir. Somut olayda davacı ortağın şirket adına açtığı bir dava da bulunmadığından aktif husumet yönünden davanın reddi gerekmektedir.
Davanın husumet yönünden reddi gerekirken mahkemece esas yönünden reddine karar verilmiş ise de mahkeme kararı sonucu itibarı ile doğru bulunduğundan gerekçenin değiştirilerek sonucu itibariyle doğru bulunan mahkeme kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, mahkeme kararının gerekçesinin husumet yönünden davanın reddi biçiminde değiştirilerek mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/02/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1- Dava, haklı sebeple limited şirket ortağının şirketten çıkartılması ve yetkisiz ortakça yapılan işletme devrinin iptali istemine ilişkindir.
2- Somut olayda, davacı tüzel kişi ortak %50, davalı ortak %50 olacak şekilde, ... otelcilik Ltd.’nin ortağı olup, her iki ortağın da ayrı ayrı tek başına temsil yetkisinin bulunmaktadır. Davalı ortak, şirketin feshi sonucunu doğuracak şekilde, şirketin tek varlığı olan otel işletmesini, imam nikahlı eşi olan Fisun Terzi’ye devrettiği iddiasıyla, davacı ortak tarafından şirketten çıkartılmak istenmektedir. Davalı ortak, davacının şikayeti sebebiyle, devre konu otelin, devirden sonra işletilmediğini, şirketi tek başına temsil yetkisinin bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, mahkemece de davalının tek başına şirketi temsile yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar Dairemizce, davanın şirket tarafından açılması gerektiği, ortak tarafından açılamayacağı, mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerekirken, farklı gerekçeyle reddine karar verilmiş ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
3- Dairemizin birçok kararında, iki ortaklı şirketlerde, bir ortağın diğer ortağa karşı dava açtığı hallerde, şirketin davada temsil edilmiş sayılacağı kabul edilmiştir (31.10.2012 T. 2011/8987-2012/17007; 14.01.2014 T. 2012/9121-2014/728 vs.). O nedenle, somut olayda davacı tüzel kişi ortağın, ortağı olduğu dava dışı şirketi tek başına temsil etme hakkı bulunduğu da dikkate alınarak, TTK m. 640/3 uyarınca, davanın şirket tarafından açıldığının kabulü gerekir.
4- TTK m. 621 uyarınca, her ne kadar ortaklıktan çıkarma isteğiyle mahkemeye başvurmak için şirket genel kurulunun, hem sermaye payı, hem de ortak sayısı yönünden nitelikli çoğunluk oyu aranmış ise de, bu hükmün iki ortaklı şirketler yönünden uygulanmaması gerekir. Zira, aksi halde, iki ortaklı şirketler yönünden haklı sebeple şirketten çıkarma davacısı açma imkanı bulunmayacaktır. İki ortaklı şirketlerde, TTK m. 640/3’ün uygulanması yönünden şirket genel kurulunun her hangi bir işlevinin olması düşünülmemeli, bir ortağın diğerine haklı sebeple ortaklıktan çıkarma davası açabilme hakkının olduğu kabul edilmelidir (O. H. Şener, Ortaklıklar Hukuku, s.725). 6762 sayılı TTK m. 551 zamanında da, ortaklar kurulunda ekseriyetle karar alınması şartına rağmen, öğretide, bir ortağın, diğer ortağın çıkartılması için mahkemeye başvurabileceği kabul edilmiş, şirketin tek ortağa inmesi halinde feshinin gündeme geleceğine işaret edilmiştir (İ. Doğanay, TTK, II Cilt, s.1490-1491, 1380). Anılan nedenlerle, somut davada aktif husumet ehliyetinin varlığının kabulü ile, mahkeme kararının haklı sebep kavramı yönünden denetlenmesi gerekirken, husumet yönünden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle, mahkeme kararını onayan Dairemiz çoğunluk görüşüne katılmıyorum.