20. Ceza Dairesi 2017/5358 E. , 2017/5977 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkumiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu: 17.09.2010 tarihli fiziki takip tutanağına göre tanık ..."in sanık ..."e ait ikametin bulunduğu sokağa yaya olarak girdiği, kısa süre sonra bu defa motor ile aynı sokak içerisinden çıktığı, Tedaş binasının bulunduğu caddeye doğru döndüğü ve cadde üzerinde durdurulduğu; tanığın istikrarlı olarak ele geçirilen uyuşturucu maddeyi Tedaş Müdürlüğü civarında tanımadığı bir şahıstan satın aldığını, olay günü sanık ile görüştüğünü ancak kendisinden uyuşturucu madde satın almadığını beyan ettiği; sanık savunmasının tanık beyanı ile uyumlu olduğu; bununla birlikte tanığın sanığa ait ikamete girdiğine dair herhangi bir tespit yapılmadığı anlaşılmakla; kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, tanık ..."de ele geçirilen uyuşturucu madde ile ilgisi bulunduğuna veya tanık ..."e uyuşturucu madde temin ettiğine ilişkin maddi bulgularla desteklenmeyen telefon görüşmeleri dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemeyen sanığın yüklenen suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
B-) Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Mükerrir olan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması suretiyle CMUK’nın 326/son. maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulduğu dikkate alınarak, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
1-Bozmaya uyulmasına karar verildiği halde; bozma ilamında belirtilen Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31.12.2010 tarihli, 2010/425 Esas ve 2010/274 Karar sayılı dosyasının dosya arasına konulmaması,
2-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "18.05.2010, 20.06.2010, 22.07.2010, 05.08.2010; 17.09.2010" yerine hatalı olarak "08.11.2010" yazılması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
1-Sanık hakkında 18.05.2010, 20.06.2010, 22.07.2010 tarihli suçlardan dolayı 22.12.2010 tarihli iddianame ile temyiz konusu davanın açıldığı; dosya kapsamından ve UYAP üzerinden ulaşılan bilgilere göre ise, 05.08.2010 tarihli başka bir suç nedeniyle 12.08.2010 tarihli iddianame ile açılan dava üzerine, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31.12.2010 tarihli, 2010/425 Esas ve 2010/274 Karar sayılı kararı ile TCK"nın 188/3, 62/1, 52/2-4, 53, 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 1.000 TL adlî para cezasına hükmolunduğu, bu hükmün Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2011/8727 esas, 2012/9765 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle 22.05.2012 tarihinde kesinleştiği, suç tarihleri ve iddianamelerin düzenlendiği tarihler itibari ile 18.05.2010, 20.06.2010, 22.07.2010 tarihli suçlar ile kesinleşen davaya konu olan 05.08.2010 tarihli suç yönünden hukukî kesintininin bulunmadığı, dolayısı ile söz konusu eylemlerin, “bir suç işleme kararının icrası kapsamında” işlendiği ve buna bağlı olarak belirtilen suçların zincirleme suç oluşturduğu mahkemece kabul edildiği halde; sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda birden çok kez uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlemesi nedeniyle hakkında tayin olunan temel cezadan zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK"nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapıldıktan sonra bulunacak sonuç ceza ile kesinleşen hükümdeki sonuç ceza arasındaki fark kadar "ek cezaya hükmolunması" gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında 25.04.2012 tarihli ilk hükümde sonuç olarak 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ve 1.240 TL adli para cezası verildiği, hükmün sanığın temyizi üzerine bozulduğu gözetilmeden, bozma üzerine 5 yıl 8 ay 22 gün hapis cezası ve 2.500 TL adli para cezasına hükmedilmek suretiyle CMUK"nın 326/son maddesinde öngörülen kazanılmış hak kuralının ihlal edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.