16. Hukuk Dairesi 2016/3572 E. , 2018/7026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve temyize konu olup tapuda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı bulunan eski 2882 parsel sayılı 2.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; 102 ada 26 parsel numarasıyla ve 3.383,74 metrekare yüzölçümlü olarak; eski 3207 parsel sayılı 3.582,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 265 parsel numarasıyla ve 3.364,03 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 2882 parsel sayılı 55.200,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; 102 ada 27 parsel numarasıyla ve 54.069,99 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... ve ... adına kayıtlı bulunan eski 3206 parsel sayılı 133.918,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 24 parsel numarasıyla ve 131.174,50 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ..., uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazların yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin davalıya ait 102 ada 25 ve 27 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 102 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 13.07.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen bölümünün ifrazıyla davacılara ait taşınmaza eklenmek suretiyle, davacılara ait 102 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 132.106,70 metrekare, davalıya ait 102 ada 25 parsel sayılı taşınmazın ise 2.991,83 metrekare yüzölçümlü olarak; 102 ada 26 parsel sayılı taşınmazın (D) harfiyle gösterilen bölümünün ifrazıyla davacıya ait taşınmaza eklenmek suretiyle, davacıya ait 102 ada 27 parsel sayılı taşınmazın 54.766,06 metrekare, davalıya ait 102 ada 26 parsel sayılı taşınmazın ise 2.687,67 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, uygulama ... tespitine itiraza ilişkin olup, bu nitelikteki davalarda husumetin tapu kayıt maliklerine yöneltilmesi gerekir. Çekişmeli 102 ada 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazda ... tapu kayıt maliki olmayıp bu parsel nedeniyle ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan çekişmeli 102 da 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlıdır. Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda, ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) ve hava fotoğrafları üzerinden değerlendirme yapılmış, uygulama paftası ile ... paftası çakıştırılarak karar verilmiş ise de kamulaştırma sonucu oluşan 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma ve tescil krokileri uygulanmamıştır. Söz konusu raporlar, yukarıda belirtilen ilkelere uygun tanzim edilmediğinden denetime ve hüküm vermeye elverişli değildir. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle, çekişmeli 102 ada 25 parsel sayılı taşınmazın uygulama tutanağı getirtilip, davacı ve davalı parsellerin önceden bir bütün olduğu, sonradan ifraz edildiği anlaşıldığından ifraz ve komşu parsel tutanak ve kayıtları ile yukarıda belirtilen belgelerden eksik olanların dosyasına getirtilmesi sağlanmalı, daha sonra harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik harita mühendisi bilirkişi kurulu, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan davacılara ait taşınmazın değişmeyen doğal ya da yapay sınırları bulunup bulunmadığı hususunda bilgi alınmalı, göstermeleri halinde söz konusu sınırlar teknik bilirkişilere raporda gösterilmek üzere not aldırılmalı, teknik bilirkişiler eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılıp denetime ve hüküm vermeye uygun rapor tanzim edilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma, inceleme ve yetersiz raporlara dayalı olarak hüküm kurulması isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ... Bölge Müdürlüğü"ne iadesine, 26.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.