14. Hukuk Dairesi 2015/3956 E. , 2017/5790 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.12.1997 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.02.2000 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, 08.02.1998 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak 29 pafta 1873 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisi adına kayıtlı 1419/10688 hisseye ait tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı ..., davaya bir diyeceği olmadığını söylemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, 17.02.2000 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyize getirmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davalılardan ... vekilinin tarihsiz bir dilekçe ile İstanbul Anadolu 8. Sulh Hukuk Mahkemesi"ne başvurarak, davada dava konusu edilen 1873 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" ibareli bir şerh bulunduğunu öğrenmeleri üzerine mahkeme dosyasını incelemek istediklerini; ancak, dosyanın uzun yıllardır kayıp olması sebebi ile kendilerine verilmediğini, karar örneğinin tapuya nasıl gönderildiğinin bilinemediğini, karar verilmesinin üzerinden onüç yıl geçmiş olup kararın henüz kesinleşmediğini ve dosyanın da kayıp olduğunu, tapu müdürlüğünce de bir terkin yazısı olmaksızın bu şerhin terkin edilemeyeceğinin bildirildiğini belirterek, usulsüz olarak tapuya tescil edilen bu şerh sebebiyle bir işlem yapılamadığından, tapudaki "kesinleşmemiş mahkeme kararı şerhi"nin terkin edilmesini istemiştir.
Mahkemece, 15.11.2013 tarihli bu "inceleme tutanağı" düzenlenerek Tuzla Tapu Müdürlüğünden gelen yazı cevabı da incelenmek suretiyle 1988/127 esas sayılı dosyanın kayıp nedeniyle ihyası yoluna gidileceğinden dosyanın örneğini mahkemeye sunması için davacı vekili Av. ..."a tebligat yapılmasına, Kartal 4. Noterliğine yazılan yazının tekidine karar verilmiştir.
Ayrıca mahkemece 07.01.2014 tarihli ara kararı ile de; karardan 13 yıl sonra, davalı ... vekilinin dilekçesi üzerine, "dosyanın bütün aramalara rağmen bulunamadığı, Tuzla Adliyesi arşivinin iş merkezinin bodrum katında bulunması ve haricen yapılan araştırmalarda dosyanın arşivde su basması nedeni ile zayi olduğu, buna ilişkin herhangi bir tutanak bulunmadığı, mübaşir vasıtası ile yapılan araştırmalarda dosyaya ulaşılamadığı karar kartonunda kararın kesinleşmemiş şerhli bir örneğinin bulunduğu, temin edilemeyen dosyanın ihyası yoluna gidilmediği" belirtilmek suretiyle, kararın kesinleşip kesinleşmediği belli olmadığından 1873 parsel üzerinde muris Selami Çetin hissesine konulan tedbirin kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı ... vekilinin mahkemeye sunduğu bir kısım fotokopi belgeler, Tapu Sicil Müdürlüğü ve noterlik ile yapılan yazışmalar sonucu elde edilen belgeler dosyaya konularak, mahkeme kararı taraflara tebliğe çıkarılmış, davalı ... vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay"a gönderilmiştir.
4473 sayılı yangın, yersasıntısı, Seylap veya heyelan sebebiyle mahkeme ve Adliye dairelerinde ziyaa uğrayan dosyalar hakkında yapılacak muamelere dair Kanun ile ... Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü"nün 30.01.2016 tarih ve 107 sayılı "zayi olan dosyaların yenilenmesi" başlıklı genelgesinde, Adliye dairelerinde bulunan derdest veya karara çıkmış herhangi (mahkemeler, Cumhuriyet Başsavcılığı veya icra Dairelerine ait) bir dosyanın, doğal afet olarak nitelendirilen yangın, yersarsıntısı, seylap veya heyelan gibi nedenlerle kaybolması ya da belgelerinin zarara uğraması durumunda ne yapılması gerektiği hususunda düzenleme getirilmiştir.
Anılan yasa hükümleri ve genelgeye göre; öncelikli zayi olduğu ileri sürelen dosyanın ilgili mahkeme veya icra dairelarinin kalem ve arşivinde titizlikle aranması, bulunamadığı takdirde düzenlenecek tutanağın onaylı bir suretinin Bakanlığa gönderilmesi, Bakanlıkça dosyanın yenilenmesine karar verilmesi halinde bu kararın biran önce mahallinde mutat vasıtalarla neşir ve ilan edilmesinin sağlanması, dosyanın yenilenmesine ilişkin kararın Bakanlıkça yaptırılacak Resmi Gazete ile ilanı ve kıyasen mahallinde yapılacak olan ilamdan sonra, 4473 sayılı Kanunun 3. maddesinde belirtilen kişilerin dosyanın ihyası talebi üzerine, ziyana uğrayan dosyaların yenilenmesi için gereken işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
4473 sayılı Yasanın "Hukuk ve Ticaret dosyaları"ile ilgili 4-17 "müşterek hükümler" başlığı atında 30 ila 35 maddelerinde zayi olan bir dosyanın ne şekilde ve hangi koşullara uyularak yenilenebileceği hükme bağlanmış bulunduğundan, bu yasa hükümleri ve genelge dikkate alınarak dava dosyasının ihyası gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeden, yazılı olduğu şekilde işlem yapılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.