6. Ceza Dairesi 2012/29891 E. , 2015/123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/03/2013 günlü kararı ışığında; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde yer alan "etkin pişmanlık" hükmünün uygulanabilmesi için, maddede sınırlı bir şekilde sayılan suçların işlenmesi halinde, failin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi gerekmektedir. Bu açıklamaların sonucu olarak; iade ve tazminin cebri icra yoluyla gerçekleştirilmesi, zararın failin rızası hilafına veya ondan habersiz olarak üçüncü kişilerce giderilmesi, eşyanın failin yakalanmamak için kaçarken atması sonucu veya kaçarken yakalanan failin üzerinde ele geçirilmiş olması gibi hallerde, failin gerçek anlamda pişmanlığından söz edilemeyeceğinden, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanma şartları oluşmayacaktır. Buna karşın, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi şartı yerine getirilirken duyulan pişmanlığın mutlaka sözle ifade edilmesi zorunluluğu bulunmayıp, davranışlar yoluyla da ifade edilmesi olayın özelliğine göre mümkün olabilecektir. Ancak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı üçüncü bir kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan bisikleti sattığı yeri göstermesi sonucu bisikleti satın alınan kişiden alınarak mağdura iadesinin 168. madde anlamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulü mümkün değildir. Zilyetliğin devri ile taşınır mülkiyetinin nakli gerçekleşmiş olursa, suça konu eşyayı üçüncü bir kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın
artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmamaktadır. Sanığın bisikleti sattığı yerden ücretini ödemek suretiyle geri alarak mağdura aynen iade etmesi veya sanık ya da sanığın girişimleri sonucu üçüncü bir kişi tarafından bisikletin bedelinin mağdura ödenmesi vb. hallerinde ancak 168. madde anlamında bir iade ve tazminden bahsetmek mümkündür. Aksi halde iyi niyetli üçüncü kişilerden malın iadesi suretiyle temini cihetine gidilerek mağdurun zararının giderilmesi durumunda, sanığın haksız biçimde sağladığı kazancının devam ettiği hususu göz ardı edilmiş olur.
Oluş ve dosya kapsamına göre; özellikle sanık ...’ın aksi sabit olmayan aşamalardaki savunmaları nazara alındığında; olaydan yaklaşık iki ayı aşkın süre sonra başka bir hırsızlık suçu nedeniyle yakalandığında, diğer sanık ...’in, suça konu yeşil renkli bisikleti tanık ...’e sattığını söyleyerek, ...’ın da, işyerine gelen polislere bisikleti teslim etmesi ile yakınana, çamurlukları değişmiş şekilde iadesini sağlamasına karşın, sanıkların, bisiklet satışından elde ettikleri bedeli, bisikleti satın alan kişiye iade ettiğine dair bir bilginin bulunmadığının anlaşılması karşısında; somut olayda 5237 sayılı Yasanın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık koşullarının oluşmadığı gözetilerek tebliğnamede bu yönde bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkim’in takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, payları olan 10,375’şer TL’den olmak üzere toplam 20,75 TL davetiye ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istemdeki gerekçeden farklı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden
yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümden “yargılama giderlerine” dair bölümün çıkartılarak yerine, "toplam 20,75 TL olan yargılama giderinden sanıkların ayrı ayrı paylarına düşen 10,375 TL’nin 6183 sayılı Kanunun 106/1. maddesinde belirlenen 20,00 TL’den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100.maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK’nın 324/4. maddesi gereğince Devlet Hazinesine yüklenmesine" kelimelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.