10. Hukuk Dairesi 2019/185 E. , 2019/7837 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/381-2018/404
Dava, eksik işçilik sonucu tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali ve istirdat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında somut olaya dönüldüğünde, mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde verilen hüküm isabetliyse de, bozma öncesi verilen kısmen kabul kararını davacının temyiz etmemesi davalı Kurum yönünden usulü kazanılmış hak doğuracağından, mahkemece ilk hüküm gibi karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Mahkeme hükmünün tamamen silinerek yerine,
“Davanın kısmen kabulü ile, 1-Kurum tarafından 6.107,27 TL prim ve 4828,27 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 10935,54 TL olarak 13/09/2013 tarihinde tahakkuk ettirilen borç işleminin iptaline,
3-Davacı tarafından ödenen 5923,30 TL prim aslının ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya iadesine, fazlaya ilişkin 183,97 TL"lik istemin reddine,
4-Davacının ödediği 4828,27 TL gecikme zammının 4682,83 TL"lik kısmının ödeme tarihi olan 13/09/2013"den itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 145,44 TL"lik istemin reddine,
5-Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacının yatırdığı 25,20 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereği taktiren 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereği taktiren 329,41 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacının yaptığı 2.395,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Tarafların yatırdığı gider avansından karar kesinleştiğinde kalan bakiyenin iadesine, dair davacı vekili ve davalı vekillerinin huzurunda 5521 sayılı Yasanın 8/2.maddesi gereğince ve HMK 321/2. maddesi uyarınca gerekçeli kararı tebliği hükmün tefhimi olarak kabul edildiğinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi. 23.10.2018” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.