15. Ceza Dairesi 2019/3811 E. , 2019/4824 K.
"İçtihat Metni"Hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.01.2018 tarih ve 2017/78318-2018/399 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın Cumhuriyet Başsavcısı tarafından onaylanmayıp Cumhuriyet Savcısına iadesini müteakip, şüpheli hakkında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.12.2018 tarih ve 2017/78318-2018/20654-16186 sayılı iddianamenin iadesine dair Gaziantep 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2018 tarih ve 2018/790 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2018/1170 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.03.2019 gün ve 94660652-105-27-840-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.04.2019 gün ve 2019/34826 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın onaylanmadığı, her ne kadar fiziki olarak dosya içerisinde bulunsa da UYAP ortamında kararın bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.2009 tarih ve 2009/3-21-46 sayılı ilamında özetle; Cumhuriyet başsavcılarının, soruşturma aşamasında diğer Cumhuriyet savcılarının arasında iş bölümü yaparak kimin hangi soruşturmayı yürüteceğini belirleme, soruşturma sonucunda iddianame ve kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara “görüldü” yapmak suretiyle bu görüşleri benimseme, hatta gerektiğinde bunlarda değişiklik yapılmasını isteme veya kendiliğinden düzeltme yapma, kovuşturma aşamasında ise, duruşmada yer alacak Cumhuriyet savcısını belirleme, gerektiğinde duruşmada Cumhuriyet savcısı olarak iddia makamında bizzat yer alma hak ve yetkisine sahip olduğu, bir başka anlatımla Cumhuriyet başsavcısı suç isnadını ve bu isnadı doğrulayacak kanıtları, buna bağlı olarak ceza yargılamasında iddiayı ortaya koyan makam olduğunun belirtildiği,
Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.06.2015 tarih ve 2013/7-700-2015/241; 31.10.2017 gün ve 2017/15-586-450 sayılı ilamlarında da; Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararların, muhakeme faaliyeti sonucunda yargılama makamı tarafından verilmiş kararlar olmayıp, adli-idari nitelikte kararlar olduğu, ancak bu kararlara itiraz yolunun açık olması nedeniyle itiraz üzerine kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, mahkeme denetiminden geçerek, yargı halini alacağı ve yargı otoritesi özelliğini göstereceği, bu anlamda karma nitelikte bir karar olduğu, gerek itiraz üzerine kesinleşen, gerekse itiraz edilmeksizin kesinleşen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar bakımından, yeni delil ortaya çıkmadıkça ve sulh hakimliğince karar alınmadan, aynı fiilden dolayı Cumhuriyet savcısının aynı işe tekrar el atamaması nedeniyle, kesin hükmün etkisine benzer bir hal alacağı, başka bir deyişle, kanun koyucu tarafından, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın dava zamanaşımı süresince bir tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla, aynı kişi hakkında, aynı fiilden dolayı tekrar soruşturma başlatılması için yeni delil şartı getirilerek, bu kararlara “kesin hüküm” niteliği verilmemekle birlikte, kişiler açısından kesin hükmün önleme etkisine benzer sonuçlar doğuran bir karar niteliğine dönüştüğü kabul edildiği dikkate alındığında, her iki ilamda da, bu tür kararların kesin hükmün niteliğine benzer sonuçlar doğurabilmeleri için kesinleşmeleri gerektiğinin benimsendiği,
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 170. maddesinde Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamede hangi hususların yer alacağı ve iddianamenin ne şekilde düzenleneceği hüküm altına alınmış, anılan kanunun 174. maddesinde ise iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiş, Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin hangi durumlarda ve sürede iade edilebileceği hüküm altına alınmış olup, iddianamenin iadesi nedenlerinin sınırlı olarak belirtildiği, bunların yanında anılan kanunun 173/6 ve 172/2. maddelerine göre, yeni delilin varlığı ve sulh ceza hâkimliğinin kararı olmaksızın aynı fiilden dolayı kamu davası açılamayacağına ilişkin hükümler doğrultusunda da, iddianamenin iadesine karar verilebileceği kabul edilmesinin gerektiği,
Somut olayda, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında verilen 10.12.2018 tarih ve 2017/78318-2018/399 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın Cumhuriyet Savcısı tarafından elektronik imzayla imzalanması sonrasında, Cumhuriyet Başsavcısı tarafından dosyanın iade edilmesi üzerine ilgili Cumhuriyet Savcısı tarafından dosyanın yeniden ele alındığı ve bu kez yapılan araştırma sonucunda toplanan deliller doğrultusunda şüpheli hakkında kamu davası açılmasına rağmen, Gaziantep 8. Asliye Ceza Mahkemesince, daha önce aynı konuya ilişkin olarak verilen ve Cumhuriyet Savcısı tarafından imzalandığı anda hukuken geçerli bir ceza muhakemesi işlemi haline gelen kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra, anılan kanunun 172/2. maddesi gereğince, yeni delil elde edilmedikçe ve sulh ceza hâkimliğinden karar alınmadıkça kamu davası açılamayacağı belirtilerek iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar, adli idari nitelikte olup, taraflara tebliğ edilip kesinleştirilmeleri yapılmadıkça geri alınmaları mümkün olduğundan ve Cumhuriyet başsavcısının da söz konusu kararlarda değişiklik yapılmasını isteme hakkı bulunduğundan yapmış olduğu iade işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, kaldı ki belirtilen kararın Cumhuriyet başsavcısı tarafından iade edilmesi sonrasında taraflara tebliğ edilmemesi nedeniyle henüz kesinleşmediği ve kesin hükmün niteliğine benzer sonuçları da doğurmadığı, zira kararın tebliğ edilmesi üzerine suçtan zarar gören şikayetçi tarafından itiraz yoluna başvurulduğu takdirde, merciince mevcut deliller doğrultusunda itirazın reddine karar verilebileceği gibi, soruşturmanın genişletilmesine veya itirazın kabulüyle kararın kaldırılmasına karar verilebileceği, bu haliyle anılan kanunun 173/6 ve 172. maddelerinde belirtilen şartlarla aynı kanunun 170 ve 174. maddelerinde tahdidi olarak sayılan koşulların oluşmaması nedeniyle iddianamenin iadesine bu yönden de karar verilemeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.12.2018 tarih ve 2018/1170 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 06.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.