Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4668
Karar No: 2019/7833
Karar Tarihi: 23.10.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4668 Esas 2019/7833 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4668 E.  ,  2019/7833 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    No : 2017/1112-2017/1116
    Mahkemesi : Konya 4. İş Mahkemesi
    No : 2016/235-2017/160

    Dava, babadan bağlanan ölüm aylığının kesildiği tarihten tekrar bağlanılması ve kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine dair karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili; 1976 yılında vefat eden eşinden 5434 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı aldığını, 29.10.1998 tarihinde vefat eden babasından da 2011 yılı Aralık ayında 2926 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlandığını, daha sonra 2926 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gerekçe gösterilerek babadan bağlan ölüm aylığının kesildiğini, her iki ölüm aylığının da bağlanması gerektiğinden bahisle kuruma borçlu olmadığının tespiti ile kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanmasını talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı vakıf vekili; Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın kabulü ile, “Davacı ... T.C. Kimlik numaralı ..."ın babası ve murisi ..."dan dolayı 1479 sayılı kanunun 4956 sayılı kanunla değişik 45.maddesine göre yetim aylığına hak kazandığı anlaşılmakla davalı kurumun 07/03/2015 tarih ve 3.529.560 sayılı işleminin İPTALİ ile davacıya kesilme tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur yetim aylığının bağlanılması gerektiğinin TESPİTİNE,
    Davacının kurumca yapılan 05.04.2016 tarih ve 4.911.257//1042 nolu işleminden kaynaklı davalı kuruma borcu bulunmadığının TESPİTİNE,
    Aksi yöndeki kurum işleminin İPTALİNE,” şeklinde karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, “…Somut olayda, Kurumca davacıya hak sahibi sıfatıyla babasından dolayı, 2011 yılı 12. ayından itibaren, Emekli Sandığından bağlanan aylık miktarı asgari ücretten düşük olduğu gerekçesiyle ölüm aylığı bağlandığı, 2016 yılı 3. ayı itibariyle ise 2026 sayılı Kanun"un 27. maddesi gereğince iptal edildiği ve yersiz yapılan 20.177,46 TL ödemelerin talep edildiğinin bildirildiği, davacının 18.04.2016 tarihli itiraz dilekçesinin reddedildiği, davacının babasının öldüğü dönemde yürürlükte bulunan 2926 sayılı Kanun"un 27/c bendine göre diğer sosyal güvenlik kuruluşlarından aylık veya gelir almasının ölüm aylığına engel olduğu, 02.08.2003 tarihinden sonra ise 4956 sayılı Kanun ile değişik 1479 sayılı Kanun"un 46/2 ve 5510 sayılı Kanun"un 54"üncü maddesinin 1/a-5 numaralı bendine göre "eşinden bağlanan ölüm aylığının babadan bağlanan ölüm aylığından fazla olduğu" gerekçesiyle ölüm aylığına hak kazanmasının mümkün bulunmadığı, Kurumun aylığın kesilmesi ve borç tahakkukuna dair işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla; mahkemece "davanın reddine" karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde "davanın kabulüne" karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan,...” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili; davanın kabulüne karar veirlmesini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosya kapsamı incelendiğinde, 1976 yılında vefat eden eşi üzerinden 5434 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacıya, 1998 yılında vefat eden babası üzerinden 2926 sayılı Yasa kapsamında 2011 yılı Aralık ayında ölüm aylığı bağlandıktan sonra yapılan denetim üzerine 2926 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gerekçe gösterilerek kesildiği ve yersiz ödenen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, söz konusu işlemin iptali ve babadan bağlanan aylığın kesildiği tarihten tekrar bağlanması için işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    5510 sayılı Yasa"nın Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan;”…. 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 08/02/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanun"un 1"inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.” hükmü gereğince davanın yasal dayanağı 2926 sayılı Kanun"un 27. ve 28. maddeleri ile Ek 3. maddeleri delaletiyle 1479 sayılı Yasa hükümleri olup eldeki uyuşmazlığı çözümünde bu yasa hükümlerinin dikkate alınması gereklidir.
    Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.01.2018 günlü ve 2017/3192 Esas 2018/101 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, her uyuşmazlığın yürürlükte bulunduğu mevzuat hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kuralı gereğince ve 1479 sayılı Kanun"un 41. maddesinde ölüm aylığının ne zaman başlayacağına dair “Sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıklar, ölümle aylığı hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlar.” şeklindeki düzenlemeye istinaden, somut olay bakımından davacının ölüm aylığına müstehak olup olmadığı irdelenirken, hak sahipliği sıfatının kazanıldığı 27.07.1996 tarihindeki kanuni düzenlemelere değer verilmesi gerekmektedir.
    1479 sayılı Kanun"un “Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması” başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanun"la değişik 2. fıkrasının (c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını (veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, daha sonra 04.10.2000 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bentteki “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” koşulu, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilip 1479 sayılı Kanun"un “Ölüm aylığının kesilmesi” başlıklı 46. maddesinin 2. fıkrasına, “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi eklenmiş, ancak, söz konusu KHK, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 gün 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
    İptale konu düzenleme daha sonra, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanun"un 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir.
    Görüldüğü üzere, 1479 sayılı Kanun"un 46. maddesinin ilk halinde, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile getirilen “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” ifadesi bulunmamakta, sadece sigortalının kız çocukları yönünden aylık bağlama şartları arasında “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartının, kesme nedeni olarak ise evlenme olgusunun var olduğu görülmektedir.
    Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girmesinden önce, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip, ayrı ayrı yasalara göre sosyal güvence sağlayan Kurumlardır. Her bir Yasa kendi sigortalıları açısından hüküm ifade eder. Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamaz.
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, 1479 sayılı Yasa"nın 45’inci maddesinde yer alan “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” şartlarını taşıyan davacı hakkında, 5434 sayılı Yasa kapsamındaki eşi üzerinden dul aylığı alması olgusunun, her bir Yasa"nın kendi sigortalıları açısından hüküm ifade etmesi gereği dikkate alınarak, 1479 sayılı Yasa kapsamında uygulama olanağının bulunmaması nedeniyle, 46’ncı maddesi anlamında bir kesme nedeni oluşturmadığı, buna göre, 1479 sayılı Yasa kapsamında (2926 sayılı Yasa kapsamında) ölüm aylığı alan davacının aylığının kesilmesine dair kurum işleminin, hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmakta olup, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davanın reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi