11. Hukuk Dairesi 2016/772 E. , 2017/590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/05/2015 tarih ve 2014/717-2015/312 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı tarafından müvekkili şirket müdüründen kaynaklı olası risklere karşı “emniyeti suistimal sigorta poliçesi” ile 200.000,00 USD limitle sigortalandığını, müvekkili şirket müdürünün müvekkiline ait para ve altınları zimmetine geçirdiğinin tespit edildiğini ve yapılan ceza yargılaması sonucunda şirket müdürü hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, bunun üzerine davalı ... şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını, ekspertiz raporunda müvekkili şirketin 669.478,00 USD zarara uğradığının tespit edildiğini ve bu hususun davalı ... şirketi tarafından da kabul edildiğini, ancak müvekkili şirkete %10 muafiyet uygulanarak 180.000,00 USD ödeme yapıldığını, muafiyetin hasar bedeli üzerinden uygulanması gerekirken sigorta bedeli üzerinden uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, davalının 200.000,00 USD tam hasar ödemesi yapması gerekirken eksik ödediği 20.000,00 USD (44.780,00 TL) için yapılan icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; muafiyetin ödenmesi gereken tazminat miktarı üzerinden uygulandığını, bunun oluşan zarar ile ilişkilendirilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; muafiyetli sigortalarda muafiyet uygulamasının belirlenen tazminat üzerinden uygulanması gerektiği, bu durumda davacının toplam sigorta bedeli olan 200.000,00 USD veya TCMB kur karşılığını sigortacıdan ödeme günü itibarı ile talebe yetkili olduğu, davalı sigortacının toplam sigorta bedeli üzerinden %10 muafiyet uygulamasının hatalı olduğu, bu nedenle 20.000,00 USD eksik ödenen sigorta tazminatını ödemesi gerektiği, ancak davacının kur hesabını 24.03.2014 tarihinde yaptığı ve takibe ise 31.03.2014 tarihinde giriştiği, kurun gerilemesi nedeniyle takip tarihinde 1.588,00 TL fazla talepte bulunduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptali ile takibin 43.192,00 TL üzerinden devamına ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, emniyeti suistimal sigorta poliçesinde kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, muafiyetin gerçekleşen risk sonucunda belirlenen tazminat üzerinden uygulanması gerektiği, davalı sigortacının poliçede belirlenen sigorta bedeli üzerinden muafiyet uygulamasının hatalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak taraflar arasında düzenlenen emniyeti suistimal sigorta poliçesinde, poliçe süresince toplam limitin 200.000,00 USD olacağı ve beher hadisede ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanacağı belirlenmiştir. Davalı ... şirketi de oluşan zarardan dolayı dava tarihinden önce poliçe limiti olan 200.000,00 USD üzerinden %10 muafiyet uygulayarak 180.000,00 USD’yi davacıya ödemiştir. Bu durumda, poliçe teminat limitinin 200.000,00 USD olduğu, poliçede muafiyetin ödenecek tazminat tutarı üzerinden uygulanmasının benimsendiği ve davalı ... şirketi tarafından ödenecek tazminat tutarının poliçe limiti kadar olduğu hususları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 06/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.