11. Ceza Dairesi 2019/10809 E. , 2021/1673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22/04/2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarında korunan hukuki yararın kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesi uyarınca, "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu da gözetilerek; açıklanan ilkeler doğrultusunda, sanıklar ... ve ..." ın suça konu belgelerde belirtilen 6 farklı aracın sahipleri olan temyiz dışı sanıklara ait fenni muayene işlemlerini sahte olarak yaptıkları veya yaptırdıkları iddiasıyla açılan kamu davasında, sanık hakkında muayene işlemlerinde yaptığı sahtecilik fiilleri nedeniyle başka kamu davalarının da açılmış olduğunun UYAP sorgusundan anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmaması, sanıkların fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından; sanık hakkında muayene sahteciliği nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davaların tespit edilmesi, dava dosyaları getirtilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına yazılması, aynı fiiller nedeniyle açılmış dava veya verilmiş hüküm olup olmadığının belirlenmesi, farklı fiiller nedeniyle dava açılmasına rağmen aralarında zincirleme suç ilişkisinin bulunması halinde ise, mümkünse davaların birleştirilmesi, birleştirme olanağının bulunmaması durumunda bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına konulması, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi; zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde kesinleşen hükümlerin kapsamı dışındaki suçlar nedeniyle ek ceza verilip verilmeyeceği de tartışılarak hüküm kurulması gerektiği dikkate alınmadan, eksik araştırma ve inceleme ile tüm eylemlerin zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek her bir araçla ilgili ayrı ayrı özel belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması,
2- Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu araç ruhsatları incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve yapılan sahteliğin aldatıcı nitelikte olup olmadığı kararda tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan adli para cezasının CMUK’nın 305. maddesine göre kesin nitelikte olması karşısında, tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırı,
4- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz talepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.