11. Hukuk Dairesi 2016/2645 E. , 2017/587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/06/2015 tarih ve 2014/355-2015/555 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 04.03.2003 tarihli abonelere ait elektrik fatura bedellerinin on-line sisteminde tahsiline ilişkin protokol imzalandığını, protokol akabinde yeni havale programının davalıya bildirildiğini, davalının tahsilat yapılan bir kısım yerleri vezne olarak nitelendirip bu birimlerde yapılan tahsilatları ayırarak havalesi talep edilen tutarların tamamını belirtilen günlerde havale etmediğini, yine protokolün 8. maddesinde ivedi durumların oluşması halinde günü beklenmeksizin hesabın müvekkili şirketin kullanımına açılacağı belirtilmiş ise de, davalının protokolün bu maddesine aykırı davranarak 12.11.2004 tarihli havale talebini gününde yerine getirmediğini, davalının bu tutumunun protokolün 13. maddesi gereğince gecikme cezası ödenmesi gerektirdiğini ileri sürerek 6.346,04 TL’nin 27.04.2005 tarihinden, 5.756,60 TL’nin 16.02.2005 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından gönderilen yeni tahsilat programına ilişkin tahsilat şubelerini de gösteren 11.01.2005 tarihli cevabi yazıya itiraz edilmeksizin 3,5 ay sonra gecikme cezası talep edilmesinin kötü niyetli olduğunu, 12.11.2004 tarihli havale talebinde protokolün 8. maddesindeki hakkın kullanıldığına ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığını, talep edilen tutarın neye binaen talep edildiğinin müvekkili tarafından anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıdan talep ettiği havale tutarlarının belirlenen tarihlerde kurum hesabına aktarılması talep edilmiş ise de, davalı tarafından gecikme veya eksik meblağ gönderilerek havale talimatlarına uyulmadığı, davalının 27.04.2005 ve 16.02.2005 tarihlerinde temerrüde düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, elektrik fatura bedellerinin on-line tahsiline ilişkin protokol hükümleri kapsamında tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki 04.03.2002 tarihli protokolün 8. maddesinde davacı şirketin finansman dengelerinde ortaya çıkabilecek ivedi durumlar olur ise günü beklenmeksizin hesabın şirketin kullanımına sunulacağı düzenlenmiştir. Davalı vekili, 12.11.2004 tarihli talimatın protokolün 8. maddesinde tanınan hakkın kullanıldığına ilişkin bir ibare içermediğini, davacı şirketin yıl içerisindeki bu şekildeki taleplerinin iyiniyet ilişkisi çerçevesinde kabul edildiğini savunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davalı savunması karşısında protokolün 8. maddesinin uygulanması konusunda taraflar arasında teamül oluştuğu, davacının talimatına karşılık davalının hemen ödeme yapması gerektiği belirtilmiştir. Oysa, taraflar arasında düzenlenen protokolün açık hükmü karşısında iyiniyet ilişkisi çerçevesinde önceden yapılan ödemeler davalı aleyhine sonuç doğurmaz. Buna göre, 12.11.2004 tarihli talimatın zamanında yerine getirilmediği gerekçesiyle 5.756,60 TL tazminatın tahsiline karar verilmiş ise de, sözleşmenin 8. maddesindeki finansman dengelerinde ortaya çıkabilecek ivedi durumlar vb. koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmeksizin yazılı gerekçe ile bu talep yönünden kabul kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.