11. Ceza Dairesi 2017/2230 E. , 2017/2156 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.02.2017 gün ve 2016-11155 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 27/02/2017 gün ve 2017/11384 KYB sayılı ihbarnamesi ile;
Belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/12/2015 tarihli ve 2015/36333 soruşturma, 2015/27388 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/02/2016 tarihli ve 2016/1166 değişik iş sayılı kararının “Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüpheli Eda’nın, soruşturmaya konu dosyada alınan savunmasında, iddiaya konu çekler üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, çeklerin sahte olmadığını, finansal sıkıntıya düşmeleri nedeni ile zaman kazanmak için İcra İflas Yasası’nın kendilerine verdiği itiraz haklarını kullandığı savunması ile müşteki vekilinin dosyaya sunduğu belgeler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki anlaşmazlığın alacak verecek meselesinden kaynaklanan hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu ve hukuk mahkemelerinde çözümü gereken hukuki mahiyet arz eden hukuki anlaşmazlık konusunu oluşturduğu ve atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, dosya kapsamına göre, müşteki ...Tic. Ve San. A.Ş. yetkilisi ...ve... ile şüpheliler arasında eskiye dayanan ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda şüphelilerin yetkilisi olduğu ... Mak. Taah. Dağ. Sis.Tic. San. Ltd. Şirketi adına keşide edilen alacaklısı ... Tic. Ve San. A.Ş. olan ve toplam 284.855,00 Türk lirası değerindeki 5 adet çekin karşılıksız çıktığı, borcun tahsili için alacaklı şirket tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte bulunulduğu, borçlu şüphelilerin ise kötü niyetli olarak, imzaya, borcun tamamına, faizine ve ferilerine itirazda bulunduğu, bu itirazda ise aralarında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı ve çeklerdeki imzaların kendilerine ait olmadığının ileri sürüldüğü, buna karşın çeklerin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle keşide edildiğinin şikayet dilekçesi ekinde sunulan cari hesap dökümleri, fatura ve mail çıktıları ile sabit olduğu, alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davalarında imzaların şüpheli ...’ye ait olduğunun saptandığı, bunun yanında şüphelilerin alacaklılardan mal kaçırmak maksadı ile tamamen farklı bir isim adı altında yeni bir şirket kurdukları, bu şirketin yapılan fiili hacizlerde istihkak iddiasında bulunduğu, bu nedenle istihkak davası açmak zorunda bırakıldıkları, muvazaalı olarak kurulan ...Endüstriyel Tesisler İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şirketi yetkilileri ile borçluların müştereken dolandırıcılık kastı ile hareket ettikleri ve imzada sahtecilik yaptıklarının iddia edilmesi ve şüpheli beyanları ile alacaklı tarafa borçları bulunduğu, buna karşın ödeme güçlüğünde olmaları sebebiyle icra hukukundan kaynaklanan itiraz haklarını kullandıklarını beyan etmeleri de göz önüne alınarak, müşteki tarafın iddialarına esas takip dosyaları ve bu dosyalara esas yargılama dosyaları ile müşteki ve borçlu şirketin ticari kayıtları celp edilip, iddialar açıklığa kavuşturulduktan sonra tarafların hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken hiç bir bilgi ve belge temin etmeksizin, münhasıran şüphelilerin ifadeleri ile yetinerek olayın hukuki uyuşmazlık kapsamında kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği nazara alınarak itirazın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamının TCK"nun 158/1-f-son ve 204/1. maddelerindeki nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına yönelik olması, 27.01.2017 tarih ve 29961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun işbölümüne ilişkin 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararı ile Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi"ne ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 23.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.