Dolandırıcılık suçundan sanık ...’nün, 5237 sayılı TCK’nın 157/1, 35, 52 ve 53. maddeleri gereğince 9 ay hapis ve 1.500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Afyonkarahisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2013 tarih ve 2012/431-2013/43 sayılı kararı aleyhine yapılan temyiz istemi üzerine onama talebine dayanılarak dava dosyasının 08.04.2019 tarih ve 2018/89194 sayılı tebliğnamesi ile gönderilmesi üzerine, dairemizin14.01.2016 tarih ve 2015/14375-2016/342 sayılı ilamı ile anılan hükmün "onanmasına" karar verildiği anlaşılmakla;
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308.maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.04.2019 tarihli itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden KABULÜNE,
Dolandırıcılıksuçundan verilen hükmün onanmasına ilişkin14.01.2016 tarih ve 2015/14375-2016/342 sayılı kararın KALDIRILARAK, yerine;
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, şikâyetçi ...’ye ait işyerine giderek ... adına düzenlenmiş olan sürücü belgesini kullanmak suretiyle kiraladığı aracı gazete ilanıyla satmak istediği sırada araçla ilgilenen bir müşterinin ruhsat bilgilerinden şikâyetçiye ulaşarak durumu anlatması üzerine durumu öğrenen ...’nin, ilanda yazılı olan telefonu arayıp, kendisini ... olarak tanıtarak, aracı almak istediğini belirtmesi nedeniyle Afyon’da buluşmak üzere anlaştıkları, sonrasında şikâyetçinin, Afyon’da yaşayan arkadaşı ...’yi sanığı oyalaması için, olay yerine göndererek polise de haber vermek suretiyle sanığı yakalattığının anlaşıldığı olayda; aracın satılmak istenildiğini öğrenen ...’nin, sanığı yakalatmak amacıyla araca talip olması ve ... ’ın yalnızca sanığı oyalamak üzere olay yerine gönderilmesi karşısında, ortada kandırılan veya iradesi sakatlanan kimsenin bulunmaması nedeniyle dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.