20. Hukuk Dairesi 2019/4176 E. , 2020/608 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi asli müdahil ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 19/03/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... Yönetimi vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Tapulama çalışmalarında 142 parsel nolu 40592 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş, davacı ... Yönetimi dava konusu taşınmazın orman olduğu iddiası ile tespite itiraz etmiş, Çarşamba Tapulama Mahkemesince Orman Yönetiminin itirazının kabulüne, taşınmazın orman olarak tapulama dışı bırakılmasına karar vermiş, hükmün davalılar vekilince temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 19/09/1984 gün ve 1984/12656 E.- 9993 K. sayılı kararında özetle; "Davacı 03.12.1942 günlü 16 sayılı Tapu Komisyonu kararı ile oluşan 32 sayılı kök sicilden gelen ve ifraz sureti ile oluşan gitti tapu kaydına dayanmıştır. Tapu kaydını uygulayan yerel ve uzman bilirkişi düşüncesi 259600 m2 tapu kaydının kapsamını belirlemeye yeterli nitelikte bulunmamaktadır. Yapılan keşfi izlemeye yarar bir kroki yaptırılmamıştır. Bu itibarla Orman Kanununun değişik 1. maddesi uyarınca yeniden uygulama ve orman araştırması gerekir."" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Çarşamba Kadastro Mahkemesince, bozma kararına uyulduktan sonra davacı ... Yönetiminin tespite itirazının reddine karar verilmiş, davalı vekili 10/05/2004 tarihli dilekçe ile dosyanın bulunamadığını bu sebeple taraflara tebliğ işlemlerinin yapılamadığını, dosyanın yeniden araştırılarak taraflara tebliğ işlemlerinin yapılmasını talep etmiş, Çarşamba Kadastro Mahkemesince Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 107 nolu Genelgesinin 4. fıkrasının (b) bendi gereğince dosyanın bulunamadığına dair 27/06/2013 tarihinde tutanak tutulmuş, bir kısım belgeler toplanarak dosya oluşturulmuş, bu şekliyle mahkemenin 1986/708 Esas ve 1994/446 sayılı kararı taraflara tebliğ edilmiş, hüküm davacı ... Yönetimince temyiz edilmiş, Dairemizin 2014/5068 – 8659 E.K. sayılı kararıyla “Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının yeniden ihya edilmesi kadastro müdürlüğünden sağlandıktan sonra çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kanunun 222/2-a maddesine göre yapılan uygulama ile oluşan paftası, tespitte uygulanan dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, çekişmeli taşınmazı ve komşu parselleri gösterir geniş kadastro paftası, komşu parsel ve dayanakları (mahkeme kararı ile tapu kaydı oluşan komşu parsellerin dava dosyası), eski tarihli
memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile orman tahdidine ilişkin tüm tutanak ve haritaları ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle orman tahdidi yapılmış ise tahdit haritası ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı yaşlı ve tarafsız mahalli bilirkişiler eli ile zemine uygulanmalı, uygulama komşu parsel tutanakları ile denetlenmeli fen bilirkişinden tapu kaydının kapsamını gösterir irtibatlı ve keşfi izlemeye elverişli kroki çizdirilmeli, tapu kaydının taşınmazın tamamen kapsayıp kapsamadığı değişebilir sınırı bulunup bulunmadığı miktar fazlası varsa bunun ormandan kazanılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmaların kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, uygulama fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiş, asli müdahil ... vekili 26/01/2016 tarihli dilekçe ile çekişmeli taşınmazı davalılardan zilyetlik devir sözleşmesi ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını belirterek taşınmazın adına tescilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu Samsun ili, Çarşamba ilçesi, Ahubaba mahallesi 108 ada 23 parsel (eski 142 parsel) sayılı taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin iptaline; taşınmazın, fen bilirkişisinin 06/06/2018 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 37.907,58 m2"lik kısmının orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline; taşınmazın aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 5.367,42 m2"lik kısmına yönelik ispatlanamayan davanın reddi ile taşınmazın bu kısmına aynı adadaki son parsel numarası verilerek "3 katlı kargir ev, ahır ve fındık bahçesi" vasfı ile asli müdahil ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm asli müdahil vekili ve davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1983 yılında yapılıp, dava tarihinde kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanuna göre yapılan 2. madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A ve 17. maddeleri ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince bu dava dosyası yönünden asli müdahil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile Orman Genel Müdürlüğü, 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır, hükmü gereğince Orman Yönetiminin açtığı dava nedeniyle aleyhine harçlara hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; hükmün 3, 5 ve 6 numaralı fıkralarının hükümden çıkarılarak yerine “3- 6099 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı ... Yönetimi üzerinde bırakılmasına, davacı ... Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetimi harçtan muaf olduğundan alınan peşin harcın iadesine ve harç alınmasına yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.