8. Hukuk Dairesi 2015/16171 E. , 2015/18442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2011/373-2013/667
H.. K.. ile M.. K.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair Erzin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 10.12.2013 gün ve 373/667 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı M.. K.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 3599 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tek katlı binanın davacı tarafından yaptırıldığından davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar F.. Ş.., H.. B.. ve S.. K.. yargılama sırasındaki beyanlarında dava konusu taşınmaz üzerindeki evin davacı tarafından yaptırıldığını açıklamışlar, davalı M.. K.. vekili, dava konusu evin mirasbırakan tarafından yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, 3599 parsel üzerinde bulunan ve halen davacının oturduğu evin davacıya ait olduğunun tespitine, bu hususun tapu kaydındaki beyanlar hanesine işlenilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, muhdesat tespiti isteğine ilişkindir. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Diğer yandan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının
beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü"nün 60.maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Söz konusu yasal düzenlemelere göre, her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterebilmesi mümkün değildir. Bunun için, Türk Medeni Kanunu"nda ya da özel kanunlarda bu konuda bir hükme yer verilmiş olması veya Tapu Sicil Tüzüğü"nde bir düzenleme yapılmış olması gerekir. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez.
Türk Medeni Kanunu"nda düzenlenen, taşınmazın heyelan bölgesinde kalması(710 m), geçit hakkı (748 m), toprağın iyileştirilmesi (755 m), eklentiler(1012/1 m) ile özel yasalar arasındaki 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 41. maddesi, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"nun değişik 7. maddesi, 3194 Sayılı İmar Kanunu"nun 11. maddesi, 3621 Sayılı Kıyı Kanunu"nun 12. maddesi, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu"nun 22. maddesi, 2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak bazı işlemleri düzenleyen yasa uyarınca hak sahibine tahsis beyanları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 15. maddesi, 2924 sayılı Orman Köylüsü"nün Desteklenmesine Dair Kanunu"nun 7. maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu"nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır.
Ne var ki, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, davanın açılmasında; taraflar arasında dava konusu taşınmazda ortaklığın giderilmesine ilişkin dava bulunması nedeniyle güncel hukuki yararın bulunduğu ve dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafından meydana getirildiği de kanıtlandığına göre, mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek bu hususun tapu kaydındaki beyanlar hanesine işlenilmesine karar verilmesi doğru doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca yerel mahkeme hükmünün ikinci fıkrasındaki "evin davacı H.. K.."a ait olduğunun tespitine, bu hususun tapu kaydındaki beyanlar hanesine işlenilmesine" tümcesi çıkarılarak, yerine "evin davacı H.. K.. tarafından meydana getirildiğinin tespitine" yazılmasına, hüküm fıkrasının bu şekilde düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, diğer temyiz itirazlarının 1. bentte yazılı sebeplerle yerinde görülmediğinden REDDİNE, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 843,65 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.