23. Hukuk Dairesi 2014/5781 E. , 2015/2899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin 18.02.2008 tarihinde noterden keşide edilen istifasının, davalı kooperatife ulaşmasına ve 2008 yılı bilançosunun onaylandığı 05.04.2009 tarihli genel kurul üzerinden yasal bir aylık sürenin geçmesine rağmen çıkma payının ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL çıkma payı alacağının muaccel olduğu 06.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının muvazaalı şekilde kooperatife üye olduğunu, şimdiye kadar aidat ödemesi yapmadığını, eski yönetim kurulu üyelerinin ödeme yapmadığı halde akrabalarını kooperatife üye yaparak haksız menfaat elde etmek istediklerini, bu hususta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"na yaptıkları şikayet sonucu soruşturmanın sürdüğünü, davacı gibi muvazaalı 46 üyenin topluca üyelikten istifa ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.02.2012 tarih ve 2011/2724 E., 2012/949 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine bu kez Dairemizin 30.10.2012 tarih ve 3859E., 6244 K. sayılı ilamıyla, davacının istifa ettiği 2008 yıl sonu bilançosunu tasdik eden 2009 yılı genel kurulunda kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın alınıp alınmadığı, böyle bir karar alınsın ya da alınmasın davacının üyelik payı yerine yeni bir ortak alınıp alınmadığı hususları tartışılmadan ve değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davacı lehine bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 05.04.2009 tarihli genel kurul toplantısında bu konuda herhangi bir karar alınmadığı, davacının ise 18.02.2008 tarihli ihtarname ile istifa ettiği, davalı kooperatifin 2010 yılı başlarında üye sayısının 180"e çıktığı, mali durumunu düzelttiği, davacının yerine doğrudan üye alınıp alınmadığı tespit edilememiş ise de alacağın dava tarihi itibariyle muaccel olduğu, davacı ödemesi olan 93.200,00 TL"den genel gider payı olarak belirlenen 9.320,00 TL"nin mahsubu ile istenebilir alacağın 83.880,00 TL olduğu, ancak istemin 10.000,00 TL ile sınırlandırıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 10.000,00 TL"nin 06.05.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, taraf vekilleriinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık, davalı yönünden ise karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.