2. Hukuk Dairesi 2014/17429 E. , 2015/1836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Alacağı-Çeyiz ve Eşya Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, takdir edilen nafakaların miktarı, reddedilen tazminatlar, takdir edilen kişisel iişkinin süresi ve reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadın, dava dilekçesinde düğünde takılan ziynetlerin düğünden sonra elinden alındığını iddia etmiş, davalı koca yargılama boyunca ziynetlerin kendinde olmadığı iddiasında bulunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davalı kocanın tanığı ve kardeşi olan Özlem, ziynetlerin düğünden sonra borçlar nedeniyle bozdurulduğu ifade etmiştir. Davalı koca bu beyana karşı koymamıştır. Bu haliyle talep edilen ziynetlerin düğünden sonra koca tarafından borçları sebebiyle sarf edildiği sabit olmuştur. Kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiği de ispatlanamadığına göre, ziynetlere ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.16.02.2015 (Pzt.)
Mahkemece ziynet eşyalarına yönelik dava ispat edilemediği gerekçesiyle reddedilmiş, hüküm davacı (kadın) tarafından temyiz edilmiştir. Sayın çoğunluk tarafından dava konusu ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde davalı (koca) tarafından bozdurulduğu ve kadın tarafından iade edilmemek kaydıyla verildiği de ispat edilemediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Düğün sırasında takılan takılar eşlerden hangisine takılmışsa onun kabul edilmelidir. Öte yandan evlilik birliği içerisinde ve müşterek ihtiyaçlar için bozdurulup harcanan ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3)
Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.
Düğünde takılan ziynet eşyaları kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev"i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı kadın evlilik birliği içerisinde malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur.
Toplanan delillerle davacı iadesini talep ettiği ziynetlerin rızası dışında elinden alınıp bozdurulduğunu ve kendisine iade edilmediğini yemin dışındaki delillerle kanıtlayamamıştır. Davacı kadının delil listesinde yemin deliline de dayandığı anlaşılmaktadır. O halde davacı (kadın)"a karşı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği sorulmalı ve teklif edilmesi halinde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 227. ve devamı maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu yöne ilişkin bozma gerekçesine katılmıyorum.