Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/6343
Karar No: 2015/2898
Karar Tarihi: 27.04.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/6343 Esas 2015/2898 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/6343 E.  ,  2015/2898 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    Davacı vekili, Dikili İcra Müdürlüğü"nün 2010/221 Esas sayılı takip dosyasında 03.03.2011 tarihli satıştan elde edilen 40.800,00 TL ile ilgili sıra cetvelinin 16.02.2012 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini, sıra cetvelindeki sıraya itirazlarının bulunmadığını, ancak müvekkilinden önce yer alan davalı idarenin alacak miktarına itirazlarının olduğunu, tapu kaydında davalının alacağının 4.805,00 TL olarak gözüktüğünü, 2007 yılına ait davalı idare alacağının 5 yıllık zamanaşımına uğradığını, davalı ile yapılan yazışmada borçlu Hasan Özcan"ın 159.762,53 TL vergi borcu olduğunun belirtildiğini, bu borcun gayrimenkulün aynından kaynaklanmadığını, borçlunun müdürü olduğu şirketin vergi borcu olduğunu, bu nedenle sıra cetveline konu edilmesinin mümkün olmadığını, davalı idarenin şirkete karşı takip yapması gerektiğini ileri sürerek, davalının zamanaşımına uğramamış 15.11.2007 tarihli bir vergi alacağı bulunuyorsa tespiti ile kalan meblağın taraflarına verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkili idarenin 15.11.2007 tarih 51.659 sayılı yazısı üzerine borçlu Hasan Özcan adına kayıtlı taşınmaza kamu haczi tesis edildiğini, idarenin davacıdan önce taşınmaz üzerinde haczinin mevcut olduğunu, güncel borç durumunun 21.12.2011 tarihi itibariyle gecikme zammı dahil 159.762,53 TL olduğunu ve haczin devam ettiğini, davacının vergi dairesine verdiği muvafakatname nedeniyle davacıya ait taşınmaz üzerine haciz tesis edildiğini, kamuya ait borcun zamanaşımına uğramasının sözkonusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, borçluya ait taşınmazın kaydına 30.04.2010 tarihinde davacı haczinin konulduğu, taşınmazın kaydında 21.11.2007 tarihinde 4.805,79 TL ... Müdürlüğü"nün 15.11.2007 tarih ve 51659 sayılı yazılarına istinaden konulan kamu haczi bulunduğu, taşınmazın 03.03.2011 tarihinde 40.800,00 TL bedelle ihale edildiği, satış bedelinden 673,12 TL tapu harcı, 409,00 TL tellaliye ücreti ve 195,97 TL vergi borcu düşüldükten sonra iki ihale arasındaki fark faiz ve masraflar olarak.115,86 TL birinci ihale alıcısından kesilerek ve satış bedeline eklenerek 40.637,69 TL "nin icra müdürlüğü dosyasına gönderildiği, dosyaya ibraz edilen 30.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar 40.800,00 TL üzerinden hesaplama yapılsa da dosyaya intikal eden miktarın 40.637,69 TL .../...
    S.2


    olduğu, hesaplamanın bu miktar üzerinden yapılması gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile sıra cetvelinin 1.710,86 TL satış masrafının masrafı yapan alacaklı vekili Av...."a ödenmesine, 24.784,85 TL"nin ..."ne yatırılmasına, 14.141,98 TL"nin şikayetçi Usta Kardeşler İnş. Emlak Turizm Tekstil Tarım San. ve Tic. Ltd. Şti"ye ödenmesine, bakiye kısım kalmadığından 3. sıradaki alacaklısına para ödenmemesine şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Davacı tarafça davalı ... dairesinin alacağının borçlu Hasan Özcan"ın müdürü olduğu şirketin vergi borcu olduğu, bu nedenle sıra cetveline konu edilmesinin mümkün olmadığı ayrıca davalının alacağının miktarının sıra cetvelinde getirilen miktarda olmadığı ve zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek, sıra cetveline itiraz edilmiştir.
    Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK"nın m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK"nın m. 142/son) ileri sürülmelidir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekir.
    Davalı (şikayet olunan) Vergi Dairesi"nin alacağı yönünden 6183 sayılı Yasa"nın 10, 35 ve mükerrer 35. maddeleri ile Vergi Usul Kanunu"nun 10. maddesinin nazara alınmadığı iddiası ile davalı alacağın zamanaşımına uğradığı iddiası hesaplamaya ilişkin; cevap dilekçesiyle sunulan tarihsiz muvafakatnamenin muvazalı olduğuna yönelik itiraz ise alacağın esasına yöneliktir.
    Davacı, davalının alacağının hem sırasına hem de esasına itiraz etmiş olup, mahkemece öncelikle sıraya ilişkin itiraz incelenmeli, sonucuna göre esasa ilişkin itirazın incelenmesine geçilmelidir.
    Öte yandan, limited şirket ortak ve yöneticilerinin kamu borçlarından sorumluluğu 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun"un 35 ve mükerrer 35. maddeleri ile VUK"nın 10. maddelerinde düzenlenmiştir.
    6183 sayılı Kanun"un 35/1. maddesi “(04.06.2008 tarih 5766 sayılı K."la değ.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar."" hükmünü içermektedir. Limited şirket 6183 sayılı Kanun"un 35/1. maddesi “(04.06.2008 tarih 5766 sayılı K."la değ.) Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar."" hükmünü içermektedir. Limited şirket ortaklarının kamu borçlarından sorumluluğu “sermaye hisseleri oranında” ve doğrudan doğruyadır. Bu hüküm ile limited şirketlerde ortağın şirketin borcundan dolayı doğrudan, kişisel olarak sorumlu tutulamayacağına ilişkin 6762 sayılı TTK"nın 532. maddesinde yer alan ilkeye bir istisna getirilmiştir. Kamu alacağının alacaklısının, davalı borçlu şirketin ortak ve yöneticilerinin sorumluluğuna gidebilmesi için, borçlu şirket hakkında takip yapmış
    olması, şirketin aciz halinde olması ve alacağın şirket malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra, şirket ortak ve yöneticileri hakkında 6183 sayılı Yasa"nın 54. maddesi uyarınca takip yapılarak, ortak veya yöneticilerin malvarlığına haciz uygulaması gerekir.
    Diğer yandan haciz konusu bir malın satış tutarı kural olarak, İİK"nın 138. madde hükmü uyarınca haciz tarihindeki alacakla bu alacağa satışa kadar işleyen faiz miktarının toplamını karşılar. Bir diğer anlatımla, haciz tarihinden sonra oluşan alacaklar, önceki hacizden yararlanamaz. Somut olayda, davalı ... dairesinin haczinin konulmasından sonra doğan vergi alacakları, bu haciz kapsamında değildir.
    Ayrıca Anayasa"nın 141/3. maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır.
    Dava tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 297/1-c maddesi uyarınca, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece, tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlâl edecektir.
    YHGK"nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re"sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku Ders Kitabı 6100 sayılı HMK"na Göre Yeniden Yazılmış, 22 Baskı, Ankara 2011, s.472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz (A.g.e., s. 472).
    Somut olayda, mahkemece, davalı ... dairesince dava dışı borçlu şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, alacağın borçlu şirketten tahsil edilip edilmediği, tahsil etme olanağı kalıp kalmadığı, diğer bir anlatımla davalı ... dairesinin borçlu ortağa başvurmasına sıra gelip gelmediği hususunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı alacağının hangi tarih esas alınarak belirlendiği anlaşılmamaktadır. Yine davalı tarafın, alacağın zamanaşımına uğradığı .../...
    S.4


    ve borçlu tarafından sunulan muvafakatnamenin muvazaalı olduğu yolundaki itirazları ile ilgili hükmün gerekçesinde herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, davalı ... dairesinin işlem dosyası getirtilerek davalı ... dairesince borçlunun müdürü olduğu şirket hakkında takip yapılıp yapılmadığı, alacağın borçlu şirketten tahsil etme olanağının bulunup bulunmadığı, borçlu Hasan Özcan hakkında takip yapılıp yapılmadığı, haciz tarihi itibariyle vergi dairesinin alacağının miktarı, bu miktara satış tarihine kadar işleyecek faizi ve sonuç olarak satış tarihi itibariyle vergi dairenin alacak miktarının belirlenmesi; daha sonra borçlu Hasan Özcan tarafından sunulan "muvafakatname" nin muvazaalı olduğu ve davalı alacağının zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazların incelenerek tartışılması gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, denetime elverişli yeterli gerekçe de içermeyecek şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi