Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/6704 Esas 2016/3956 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6704
Karar No: 2016/3956
Karar Tarihi: 02.05.2016

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/6704 Esas 2016/3956 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak, sanığın daha önce benzer suçlardan dolayı açılmış çok sayıda dava bulunması sebebiyle mükerrer yargılamaların önlenmesi için diğer dosyaların da incelenerek birleştirilmesi veya ilgili kısımlarının dosyaya konulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sebebiyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Kanun Maddeleri: 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi.
21. Ceza Dairesi         2016/6704 E.  ,  2016/3956 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın sorgusunda beyan ettiği adresinin ""..." olmasına rağmen yokluğunda verilen kararın tebliğ işleminin "...." adresine yapılması sebebiyle geçersiz olduğu, öğrenme üzerine verilen 24.03.2014 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulu suretiyle yapılan incelemede,
    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    1-UYAP üzerinden yapılan sorgulamadan, dosya içinde bulunan belgelerden ve sanığın temyiz dilekçelerinden, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan çok sayıda dava açılmış olduğunun anlaşılması karşısında, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün ve 2013/11-397-2014/202 sayılı kararında açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu ve fiil tarihleri de dikkate alınarak; hukuki kesintinin iddianame tarihi itibariyle oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme biçimde işlenmiş tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ile mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından sanık hakkında benzer eylemlerden açılan tüm dosyalar getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmeleri, değilse bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örnekleri dosya içerisine konulması, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu bağlamda sonradan sübutu kabul edilen eylem nedeniyle münhasıran önceki cezada zincirleme suç hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkacak olan ilave cezaya hükmolunabileceğinden, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
    2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.