23. Hukuk Dairesi 2015/1175 E. , 2015/2893 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu ve aidat borçları nedeniyle hakkında başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazını üçüncü bir kişiye sattığını, satışla birlikte kooperatif üyeliğini de devrettiğini, borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı kooperatifin halen ortağı olduğu, genel kurul kararları gereği ortak olarak ödemesi gereken toplam tutarın takip tarihi itibariyle 19.687,00 TL olduğu, buna karşın 12.077,00 TL ödeme yaptığı ve takip tarihi itibariyle 7.610,00 TL aidat borcu ile 731,10 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 8.341,10 TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptali ile takibin 7.610,00 TL asıl alacak ve 731,10 TL gecikme faizi üzerinden devamına, alacak likit olmakla asıl alacağın % 40"ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 13. maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiştir. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir.
Öte yandan, bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu davacı kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. İcra takibinin salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra başlatılmış olması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. .../...
S.2
Nitekim, anılan Kanun"un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve/veya genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden ve dairede oturmasının karşılığı olan ecrimisil alacağından talep halinde sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen "aidat alacağı" kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere BK"nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir.
Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir.
Somut olayda, davalının kendisine tahsis edilen daireyi 19.04.2004 tarihinde tapuda dava dışı Fikriye Özcan isimli şahsa devrettiği, bu devir ile birlikte kooperatif ortaklığını devretmediği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı tarafından davacı kooperatife keşide edilen 21.02.2006 tarih 03573 yevmiye sayılı ihtarname ile, tapuda yapılan devir ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını ve bu iradesinin tebliğini istediği bildirilmiş olup, bu bildirimin istifa bildirimi niteliğinde olduğu açıktır.
Bu durumda mahkemece, ihtarnamenin davacı kooperatife tebliğ edilip edilmediği araştırılarak, tebliğ edilmiş ise tebliğ tarihi itibariyle davalının kooperatif ortaklığından istifa ettiğinin kabulü ile takip konusu edilen alacaktan sorumlu olup olmadığının, sorumlu ise ne muktarda sorumlu olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin hüküm altına alınan aidat ve işlemiş faiz tutarları ile icra inkâr tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin aidat ve işlemiş faiz tutarları ile icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.