16. Hukuk Dairesi 2018/2142 E. , 2018/6988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., dava dilekçesinde hudutlarını tarif ettiği ve ... Köyü 437 ve 440 parseller içerisinde kalan taşınmazın 1960"lı yıllardan beri zilyet ve tasarrufunda olduğu, ancak bu yerin dere yatağı olması nedeniyle tapu tahsis bedelleri ödenmiş olmasına rağmen tapu tahsislerinin yapılmadığı iddiasıyla lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı mülk edinme şartlarının oluştuğu iddiasıyla adına tescil istemiyle Hazineye husumet yönelterek dava açmış, yargılama sırasında ... Belediyesi’ni davaya dahil etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile dere yatağı olduğu devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğu, yapılan imar uygulamaları sonucunda yeşil alanda kaldığı, taşınmazın bulunduğu mevkide yapılan ifrazlar sonucu muhtelif parsellerin meydana geldiği, davacının kullanımındaki parselin ifrazlar sonucu hangi parseller içinde kaldığının tespit edilemediği, ifrazlar neticesi taşınmazın niteliğindeki değişimlerin ne şekilde gelişme gösterdiğinin celp edilen mevcut belgelerden anlaşılamadığı, davacı tarafından ibraz edilen gece kondu müracaat formu ve vergilerin ödendiğine dair makbuzlar ile dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının, dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği suretiyle edinilerek tapuya tescilini ispatlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar çekişmeli taşınmazın hukuki durumunu belirlemek bakımından denetime elverişsiz olduğu gibi, araştırma ve uygulama da hüküm vermeye yeterli değildir. Ayrıca davacının talebinin, ... çalışmaları sırasında ilk olarak 437 ve 440 parsel numarası ile tespit edilen taşınmaz sınırları içerisinde kalıp daha sonra imar uygulaması görüp niteliği değişen tapulu bir taşınmaza mı, yoksa ... çalışmaları sırasında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan yere mi ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın tapu iptal tescil davası mı, yoksa tapusuz taşınmazın tescili istemine mi ilişkin olduğu da anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle davacı tarafa dava dilekçesi açıklattırılmalı ve bu suretle dava konusu edilen yerin ... çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir yer mi, yoksa ... sırasında hakkında tutanak düzenlenip tapuya bağlanan ve sonrasında imar uygulaması gören 437 ve 440 parsel sayılı taşınmazlardan ayrılan tapulu taşınmazlara mı ilişkin olduğu belirlenmeli; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğunun anlaşılması halinde 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca ... İli"nin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği ve Büyükşehir Belediye sınırları içindeki köy ve beldelerin tüzel kişiliğinin kaldırıldığı dikkate alınarak taşınmazın bulunduğu ... Belediye Başkanlığı yanında ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı; dava konusu edilen taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşan tapulu taşınmaz olduğunun anlaşılması halinde tapu maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınarak yöntemince taraf teşkili sağlanmalı; bundan sonra, tesis kadastrosunun ve imar uygulamasının hangi tarihlerde yapıldığı ilgili yerlerden sorularak tesis kadastrosuna ait pafta ile imar uygulamasına ait karar, harita ve ekleri, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazlara ait ifraz, tevhit, vs. işlemlere ait tüm bilgi ve belgeler dosya arasına getirtilmeli, dava konusu edilen taşınmaz tescil harici bırakılan bir yer ise tescil harici bırakılma tarihi ve nedeni ... Müdürlüğünden sorularak buna ilişkin yazı cevabı dosya arasına konulmalı; bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde tarafsız yerel bilirkişiler, tarafların göstereceği tanıklar ve fen bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalı ve bu keşifte davacıdan dava konusu ettiği yeri göstermesi istenmeli ve fen bilirkişisine harita ve krokisinde işaretlettirilmeli, ayrıca fen bilirkişisinden tesis paftası ile imar çalışmasına ilişkin haritanın varsa tevhit ve ifraz krokilerinin çakıştırılması istenmeli, bu şekilde çakıştırılmış paftalar ile dava konusu edilen yerin tescil harici bir yer mi yoksa tesis kadastrosu sonucu tapuya bağlanıp imar uygulaması sonucu oluşan bir yer mi olduğu tereddütsüz olarak saptanmalı ve bilirkişiye keşfi takibe imkan veren rapor düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilerek dosyanın jeodezi ve fotogrametri mühendisine tevdi ile stereoskopik inceleme yaptırılarak zilyetlik durumu denetlenmeli; çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın ... paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, dava konusu taşınmaz zilyetlikle edinilebilecek yerlerden ise hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, tapulu taşınmazların ... tespitinden sonraki zilyetliğe dayanılarak (kanunda gösterilen ayrık durumlar (TMK 713/2. vs. haricinde)) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanılamayacağı da dikkate alınmalı; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
22.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.