Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9842
Karar No: 2017/1251
Karar Tarihi: 14.03.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/9842 Esas 2017/1251 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/9842 E.  ,  2017/1251 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davada el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise reddine, birleştirilen davada ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 17.190,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.03.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, diğer temyiz eden davacı ... geldi. duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-
    Asıl dava, bağımsız bölüme yönelik el atmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Asıl davada davacı, maliki olduğu 6193 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 7 no’lu bağımsız bölümde eski eşi olan davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın oturduğunu ileri sürerek ecrimisile ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çekişme konusu 7 no’lu bağımsız bölüme el atmasının önlenmesini, 25/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ek olarak 17.190,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiş, birleştirilen davada ise; davalının, boşandıkları 30/06/2004 tarihinden itibaren 7 no’lu bağımsız bölümü işgal ettiğini, kira ödemediğini, yazılı ihtara rağmen taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 01/01/2008 – 31/12/2012 tarihleri arası için 21.362,72 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiş, 07/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil isteğini 44.633,00 TL’ye arttırmıştır.
    Asıl davada davalı, davacı ile aralarında bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, aile konutu olan taşınmazda katkı payı alacağına karşılık haklı bir nedene dayanarak halen oturduğunu bildirip davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise; çekişmeli taşınmaz ile ilgili katkı payı alacağının bulunduğunu, iyi niyetli olduğunu, kendisinden ecrimisil istenemeyeceğini bildirmiştir.
    Aktif husumet yokluğundan davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; " Yargıtay HGK."nun 2005/8-22 esas, 2005/64 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi ve davanın görülebilir bir nitelik kazanması yönünden gerçek mülkiyet durumunun sicile yansıtılması, başka bir deyişle, 2004/1370-1858 sayılı kararın infazının sağlanması bakımından davacıya önel tanınması, ondan sonra işin esasının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davada el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise reddine, birleştirilen davada ecrimisil isteğinin kısmen kabulü ile 17.190,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, asıl davada el atmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı ile davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan asıl davadaki hükmün ONANMASINA,
    Davalının birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince,
    Somut olayda, davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın davacının malik olduğu çekişme konusu 6193 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 7 no’lu bağımsız bölümü haksız işgal ettiği anlaşılmakla ecrimisile hükmedilmesi kural olarak doğrudur. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerinde değildir, Reddine.
    Davacının birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince,
    Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
    Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
    Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
    İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
    Somut olaya gelince, davacının birleştirilen davada 01/01/2008 – 31/12/2012 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil istediği, hükme esas alınan 19/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda ise 30/06/2004 – 01/10/2007 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil miktarının 17.190,00 TL olarak tespit edildiği, mahkemece birleştirilen davadaki döneme ilişkin bilirkişi raporu aldırmak yerine 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek 19/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen ecrimisil miktarı üzerinden hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, birleştirilen davada davacının talep ettiği döneme yönelik yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi