10. Ceza Dairesi 2018/155 E. , 2018/4231 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 29/01/2018 tarihli yazısı ile kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma suçundan şüpheliler ..., ... ve .. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen 12/10/2017 tarihli ve 2016/142701 soruşturma, 2017/69074 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 22/12/2017 tarihli ve 2017/4763 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07/02/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüphelilerin 2015-2016 yılları içinde işlediği iddia edilen müştekilere karşı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma suçlarından dolayı 22/11/2016 tarihli dilekçe ile yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma sırasında, kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma suçu yönünden soruşturmanın tefrik edilerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12/10/2017 tarihli ve 2016/142701 soruşturma, 2017/69074 sayılı kararı ile, “...şüphelerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair haklarında kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği” gerekçesi ile bu suç yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden soruşturmaya devam edildiği,
2- Müştekiler vekilince bu karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen mercii İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/4763 değişik iş sayılı kararı ile “kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesi ile itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut dosya kapsamına gore, tanık olarak gösterilen kişilerin haricinde şikayet dilekçesinde belirtilen şüphelilerin mal sattıkları şirketler nezdinde, yine şüphelilerin ortağı olduğu ...Sağlık Hizm. Ortopedi ve Lab. Malz. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin kayıtları üzerinde hiçbir araştırma yapılmadan, söz konusu şirketin şüphelilerin mal sattıkları diğer şirketler ile arasındaki mevcut bağ irdelenmeden, aralarında mal alım satımı bulunup
bulunmadığı, bulunması halinde hangi malların satıldığı değerlendirilmeden, eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla merciince itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 22/12/2017 tarihli ve 2017/4763 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Soruşturma konusu eylemin, hastane laboratuvarlarında kullanılarak atıl konuma gelmiş tahlil kitlerinin şüpheliler tarafından toplanıp birleştirilerek tekrar tahlil kiti oluşturulması ve satılması olduğu, müşteki vekili 22/11/2016 tarihli dilekçe ile, hem müştekilere ait kullanılmamış kitlerin şüpheliler tarafından müştekilerin bilgi ve rızası dışında satılması ve hem de kullanılmış kitlerin arta kalan kısımlarının tekrar birleştirilmesi iddiaları ile ilgili şikayetçi olduğu, soruşturmayı yapan Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekilere ait kullanılmamış kitlerin müştekilerin bilgisi dışında satılması iddiasına ilişkin olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu yönünden soruşturmanın tefrik edildiği, kullanılmış kitlerin arta kalan kısımlarının tekrar birleştirilerek satılması suretiyle kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma ve satma suçu yönünden yapılan soruşturma sonucunda ise, “bu kitlerin işlemden geçilip sahte olarak üretilip piyasaya sürüldüğüne dair delil bulunmadığı, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği” gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten müşteki vekilince ileri sürülen kullanılmış kitlerin satıldığı iddia edilen şirketlere ve yeni tanıklara ilişkin yeni delillerin CMK’nın 172/2. maddesinde yer alan “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.” şeklindeki düzenleme kapsamında değerlendirilerek her zaman yeni bir şikayet ve soruşturma konusu yapılabilmesi mümkün olduğundan, soruşturma aşamasında toplanan deliller değerlendirilerek kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği gerekçesi ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 22/12/2017 tarihli ve 2017/4763 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 22/12/2017 tarihli ve 2017/4763 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.