10. Ceza Dairesi 2018/19 E. , 2018/4229 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 19/12/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında hükmün açıklanmasına dair İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/05/2017 tarihli ve 2017/16 esas, 2017/454 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 02/01/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Sanık hakkında 15/10/2008 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 26/03/2009 tarihli ve 2008/2005 esas, 2009/495 sayılı kararı ile 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
2- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen davetiye tebliğine rağmen 10 gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat etmeyerek tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle mahkemesine bildirimde bulunulması üzerine yargılamaya devam edildiği ve İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 25/11/2011 tarihli ve 2011/436 esas, 2011/1313 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 09/12/2011 tarihinde kesinleştiği,
3-Sanığın denetim süresi içinde 25/08/2012 tarihinde işlediği iddia edilen hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan dolayı mahkûmiyet kararının kesinleşmesine müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulduğu, ancak mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 25/09/2013 tarihli ve 2013/797 esas, 2013/1104 sayılı kararı ile, sanığın 26/03/2009 tarihli ilk kararla tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen davetiye tebliği tarihinde ceza infaz kurumunda bulunduğu, bu nedenle tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahsedilemeyeceği gerekçesi ile yeniden 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği ve kararın itiraz edilmeksizin kesinleştiği,
4- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak yapılan uyarıya rağmen tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 31/12/2014 tarihli ve 2013/10160 DS sayılı yazısı ile mahkemesine bildirilmesi üzerine yargılamaya devam edildiği ve İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 19/03/2015 tarihli ve 2015/59 esas, 2015/237 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545
sayılı Kanunla değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 04/11/2015 tarihinde kesinleştiği,
5- Daha sonra sanığın denetim süresi içinde 04/09/2016 tarihinde işlediği iddia edilen hırsızlık ve iftira suçundan dolayı mahkûmiyetinin kesinleşmesine müteakip, hükmün açıklanması için mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/05/2017 tarihli ve 2017/16 esas, 2017/454 sayılı kararı ile hüküm açıklanarak sanığın TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/03/2015 tarihli kararı ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde satın alma suçundan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 04/11/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 04/09/2016 tarihinde iftira ve hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, denetim süresi içerisinde işlenen suçun kullanmak amacıyla uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek suçu olmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/05/2017 tarihli ve 2017/16 esas, 2017/454 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme ile, 6545 sayılı Kanun öncesi dönemde soruşturma aşamasında hakkında TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden ve dolayısı ile denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbiri uygulanmadan dava açılmış olan sanık hakkında soruşturma aşamasında uygulanmamış olan denetimli serbestlik ve gerekli görülmesi halinde tedavi tedbirinin kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geri bırakılması yolu ile uygulanması amaçlanmakta olup, bu durumda CMK’nın 231. maddesindeki genel kurallar değil, TCK’nın 191. maddesindeki özel hükümlerin uygulanması gerektiği, buna göre de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde TCK’nın 191/4. maddesindeki kuralların geçerli olacağı anlaşıldığından, sanığın ancak kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi veya tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hallerinde hüküm açıklanabilecektir.
Somut olayda ise sanığın denetim süresi içinde işlediği iddia edilen suç “iftira ve hırsızlık” suçu olduğundan, kanundaki özel düzenlemede yer alan emredici hüküm nedeniyle, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu haricinde başka bir suçtan mahkûmiyet nedeniyle hükmün açıklanması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; hükmün açıklanmasına dair İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 09/05/2017 tarihli ve 2017/16 esas, 2017/454 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.