1. Hukuk Dairesi 2015/4304 E. , 2017/1242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar; murisleri ...’nun paydaş olduğu 448 parsel sayılı taşınmazda murisin 11/03/1998 tarihinde ölümü ile iştirak halinde malik olduklarını,davalının sözkonusu taşınmazı 2002 yılından beri kullandığını, herhangi bir bedel ödemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 2002 Ağustos ayından itibaren 9.000 TL. ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; zamanaşımı definde bulunarak, dava konusu taşınmazda sırayla 3’er yıl oturacaklarına dair taraflar arasında anlaşma bulunduğunu, kendisinin de diğer paydaşların kullandığı kadar taşınmazı kullandığını, davacı ...’nin kullanım süresi için de ...’ye kira ödediğini, taşınmaza bazı masraflar yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece " Her ne kadar taraflar çekişme konusu taşınmazı üçer yıllık periyotlarla kullanma konusunda sözlü olarak anlaşmışlarsa da taşınmazın 2002 yılından beri davalı tarafından kullanılması nedeniyle sözleşmenin uygulanmadığı,davalının kullanımının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gözetilerek ecrimisile hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki; Kuveyttürk Katılım Bankasından gelen belgeler ve davacı tarafın ikrarından davalı tarafından davacı ...’ ye yapılan ödemelerin 2.800 TL olduğu anlaşıldığı halde 2.000 TL olduğu düşünülerek ecrimisil toplamından bu miktarın düşülmesi hatalı olduğu gibi mirasçılardan üçünün davacı olduğu,mahkemece davacı başına belirlenen ecrimisil miktarı doğru kabul edilse bile toplam miktarın 8.023,50 Tl olacağı ve talep edilen miktara ulaşmayacağı gözetilmeksizin talep edilen ecrimisil bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş olması da hatalıdır” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile; davacı ... ile ... için ayrı ayrı 3.000-TL ve davacı ... için 607,50-TL olmak üzere toplam 6.607,50-TL ecrimisil bedelin dava tarihinden itibaren davalıdan yasal faiziyle birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur ve mahkemece kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durum, mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında ki esaslar çerçevesinde işlem yapma zorunluluğu getirir. ( 09.05.1960 T, 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, HGK 29.05.2002 T, 7- 444/463 E.K sayılı kararı).
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı ve 09.05.1960 T, 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında; usuli kazanılmış hak, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına, diğerinin ise aleyhine doğmuş ve mahkemece uyulması zorunlu bir hak olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda; bozulan ilk hükmün davacılar tarafından temyiz edilmediği gözetildiğine, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözardı edilerek; davacı her bir paydaş yönünden kesinleşen 2.674,50-Tl ecrimisil miktarı aşılmak suretiyle bu kez her bir davacı için 3.000 TL ecrimisile hükmedilmesi isabetli değildir.
Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.