Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/707
Karar No: 2015/48
Karar Tarihi: 12.01.2015

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/707 Esas 2015/48 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2013/707 E.  ,  2015/48 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 6 - 2012/254766
    MAHKEMESİ : İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250. Madde İle Görevli)
    TARİHİ : 21/12/2010
    NUMARASI : 2007/162 (E) ve 2010/349 (K)
    SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Örgüt Yöneticisi olma, Kurulan örgüte üye olma, Örgüte yardım etme, Yağma, Tefecilik, Tehdit, 6136 sayılı Yasaya aykırılık


    Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar A.. S.., Ş.. S.., C.. S.., Y.. S.. ve M.. S.. savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    Sanık S.. T.. hakkında katılan İ.. Ü.."a yönelik eylemi nedeniyle dava açılmış olmasına karşın bir hüküm kurulmamış ise de zamanaşımı içerisinde hüküm kurulması olanaklı görülmüştür.

    Hükmolunan cezanın miktarına göre, sanıklar A.. S.., Ş.. S.., C.. S.., Y.. S.. ve M.. S.. savunmanlarının duruşmalı

    inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 318. maddesi uyarınca REDDİNE,

    Sanıklar hakkında A.. S.."e yönelik eylemleri nedeniyle açılmış bir dava ve kurulmuş bir hüküm bulunmadığından, temyize hak ve yetkisi olmayan A.. S.."in temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,

    I-Sanıklar S.. Ç.., S.. D.., Y.. Ç.., Ş.. S.., M.. S.., Y.. S.., Y.. S.., M.. D.., S.. T.., C.. S.., T.. E.. hakkında tefecilik suçundan verilen beraat; sanıklar S.. D.., Ş.. K.. ve H.. K.."nın katılan M.. S.."e yönelik yağma suçundan verilen beraat; sanık A.. S.. hakkında örgüt kurmak, sanık M.. T.. hakkında örgüt yöneticisi olmak, sanıklar S.. E.., Y.. S.., M.. S.., Ş.. S.., Y.. Ç..,Y.. S..,C.. S.., S.. Ç.. ve S.. T.. hakkında örgüte üye olmak suçlarından kurulan mahkumiyet; sanıklar S.. E.. ve S.. Ç.. hakkında tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet; sanık M.. T.. hakkında katılan Y.. D.."ye yönelik tehdit suçundan kurulan mahkumiyet; sanıklar A.. S.., M.. D.., M.. T.., T.. E.., Ş.. S.. hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefetten kurulan mahkumiyet kararlarının incelemesinde;

    Örgütün silahlı olduğunun anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında örgüt kuruculuğu, yöneticiliği ve üyesi suçlarından kurulan hükümlerde TCK"nın 220/3.maddesinin uygulanmaması, bu konuda karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakim takdirine göre, sanık savunmanının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

    II- Sanık H.. K.. hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefetten kurulan hükmün incelemesinde;

    Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin,sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan,

    Bozmayı gerektirmiş, sanık H.. K.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, “müdafii masrafı 452 TL"nin sanıktan tahsili”ne ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

    III- Sanıklar H.. K.. ve Ş.. K.. hakkında tefecilik suçundan kurulan hükmün incelemesinde;

    Sanıkların eylemine uyan 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Kanunu 18.maddesindeki tefecilik suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, 765 sayılı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımının, suç tarihi olan 14.06.2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,

    Bozmayı gerektirmiş, katılan M.. S.."in temyiz itirazları ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

    IV- Sanıklar S.. I.. ve B.. K.. hakkında kurulan hüküm; katılan M.. S.."e karşı sanıklar A.. S.., Y.. Ç.., Y.. S.., Ş.. S.., C.. S.., M.. S.., Y.. S.., M.. T.., S.. T.. ve S.. D.. hakkında; katılan İ.. Ü.."a karşı sanıklar M.. T.., A.. S.., Ş.. S.. ve T.. E.. hakkında; katılan Y.. S.."a karşı S.. E.., S.. Ç.., M.. T.., A.. S.., Ş.. S.. ve C.. S.. hakkında; katılan Y.. D.. "ye karşı sanık A.. S.. hakkında kurulan beraat hükmü; sanıklar M.. T.. ve A.. S.. hakkında tefecilik; sanık Ş.. K.. hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefetten verilen hüküm; sanık M.. D.. hakkında örgüt üyeliği, sanık T.. E.. hakkında örgüte yardım etme suçundan verilen beraat kararlarının inecelemesine gelince;

    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    1- UYAP sisteminden alınan sanıklara ait nüfus kaydına göre, sanık B.. K.."ın 05.12.2010 tarihinde, sanık S.. I.."ın hüküm tarihinden sonra 05.04.2013 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu durum araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCY’nın 64/1.maddesinin uygulama olanağının değerlendirilmesi zorunluluğu,

    2- Katılan M.. S.."in 2003 yılı bahar ayında sanık M.. T.."dan faizle para alıp 2004 yılında borcunu ödediği halde sanığın senedini iade etmeyip eşi olan diğer sanık S.. T.. ile birlikte farklı tarihlerde silah tehdidi ile senet imzalattığı, 2004 yılında sanıklar M.. T.., A.. S.., Ş.. S.., C.. S.., M.. S.. ve Y.. S.."nun katılanın H.. H.. arazisi olup zilyetliğindeki narenciye bahçesine gelerek sanık M.. T.."ın borcunun ödenmediğini ileri sürüp hazırladıkları kira sözleşmesini zorla imzalatarak kirayı ödemeyip 1 yıl sonra ayrılırken de masraf yaptıklarını belirterek 4500 TL parayı zorla aldıkları, 2006 yılında sanık Ali"nin talimatı ile sanıklar M.. T.., Y.. Ç.., Y.. S.."un katılanı Denizli ili Tavas ilçesine götürüp silahla tehdit edip döverek zorla araba aldırdıkları, 2006 yılında sanık M.. T.."ın sıkıştırması sonucu katılanın sanık Y.. S.."ndan 1500 TL para alıp sanık Mehmet"e vermesinden sonra sanıklar Y.. S.. ve M.. S.."nun katılanın yanında eşi de varken işyeri olan kömür deposuna gelip silahla tehdit ederek 2 tane boş senet imzalattırdıkları, sanık Yusuf"un katılan M.. C.. lakaplı F.. S.."den zorla araç aldırıp karşılığında senet imzalattırdığı, sanık S.."ın F.."dan araba alım satımı konusunda alacağı olduğundan bahisle Feridun ile birlikte katılana silah çekip ölümle tehdit ederek alacaklısı sanık Suat olan 6.000 TL"lik senet imzalattırdığı; katılan, eşi A.. S.. ve kızı M.. S.."in ayrıntılı beyanları ile tanık ve sanıkların beyanları, zorla imzalattırıldığı belirtilen senetler ile icra dosyaları, narenciye bahçesine ilişkin kira sözleşmesi ve tüm dosya kapsamına göre

    sanıklar M.. T.., S.. T.., A.. S.., C.. S.., Ş.. S.., Y.. S.., M.. S.., Y.. Ç.., Y.. S.. ve S.. D.. hakkında yağma suçundan hüküm kurulması gerekirken sanıklar M.. T.. ve S.. T.. hakkında tehdit suçundan ceza tayini, diğer sanıklar hakkında ise beraat kararı verilmesi,

    3- Katılan İ.. Ü.."ın 1997 yılında sanık M.. T.."dan faizle 100 TL para alıp daha sonra borcunu ödediği halde sanığın boş senedi iade etmeyip yıllarca tehdit ve baskı ile katılandan para aldığı, sanık Mehmet"in 2003 yılında katılandan, tefecilik yapan Z.. E.."ndan para alıp getirmesini istemesi üzerine katılanın adı geçen kişiden 2 kez para aldığı ve karşılığında boş senet imzaladığı, borcunu ödemesine rağmen senetlerini alamayan katılanı, Ziya"nın oğlu sanık T.. E.."nun evine gelip ölümle tehdit ederek belli aralıklarla katılandan para aldığı, 2006 yılında baskılardan bunalan katılanın tarlasını satıp sanık Mehmet"e para vermesinin ardından senedinin sanıklar A.. S.. ve Ş.. S.."da olduğunu öğrenip şahısların oto galerisine gittiğinde sanıklar Ali ve Şaban"ın ölümle tehdidi üzerine senet imzaladığı, katılan ve gelini olan tanık A.. Ü.."ın ayrıntılı beyanları, zorla imzalattırıldığı belirtilen senet ile icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre sanıklar M.. T.., A.. S.., Ş.. S.. ve T.. E.. yağma suçundan hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

    4- Katılan Y.. S.."un 2005 yılı mart ayında sanık S.. E.."dan sanık Serdar Çevrimli"nin kendi işyerinde doldurduğu 7000 TL"lik senede karşılık %20 faizle 2500 TL para alıp haziran ayında sanıkların tehdidi üzerine 7000TL"lik kredi çekip borcunu ödediği halde senedini alamadığı, ilerleyen tarihlerde sanıklar Süleyman ve Serdar"ın tehditleriyle 13000 ve 30000TL"lik senetleri imzaladığı, sanık Süleyman borcu karşılığında katılanı, traktörünü satması için sanıklar A.. S.., Ş.. S.., C.. S.. ve M.. T.."ın bulunduğu Sağunlar oto galeriye götürdüğü, sanık Ali, katılanı borcuna karşılık traktörünü satması için zorlarken sanıklar Mehmet ve Cezmi"nin elinde de sopalar olduğu, katılanın traktörünü başka birine sattığı halde korkusundan parasını vermek zorunda kaldığı, sanıkların eylemlerinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacak miktarını fazlasıyla aşacak nitelikte olduğu anlaşılmakla, sanıklar S.. E.., S.. Ç.., M.. T.., A.. S.., Ş.. S.. ve C.. S.."un eyleminin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

    5- Örgüt lideri olan sanık A.. S.. hakkında katılan Y.. D.."ye yönelik eylemden dolayı 5237 sayılı TCK"nın 220/5.maddesi delaletiyle tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

    6- Örgüt lideri A.. S.."un oto galerisinde çaycılık yapan sanık M.. D.."nun evinde yapılan aramada tabanca, senetler, telefon görüşme tutanakları, mağdurlar M.. D.., R.. G.., B.. Ç.."in beyanları ve tüm dosya kapsamından örgüt üyesi olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında mahkumiyeti yerine beraatine hükmedilmesi,

    7- Sanık Mehmet"in katılan İsmet"i, tefecilik yapan Z.. E.."ndan para alıp getirmesi için ölümle tehdidi üzerine iki defa para aldırdıktan sonra, katılanın borcunu ödediği halde Ziya"nın senedini iade etmediği, bir süre sonra, Ziya"nın oğlu sanık T.. E.."nun babasına verilen boş senedi doldurup icraya vermekle ve ölümle tehdit ederek para aldığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında örgüte yardım etme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,

    8- Sanıklar M.. T.. ve A.. S.."un birden çok kişiye faizle borç verdiğinin anlaşılması karşısında; tefecilik suçunun mağdurunun vergi gelirinden mahrum kalan H.. H.. olduğu da gözetilerek TCK"nın 43. maddesinin uygulanmaması,

    9- Sanık Ş.. K.."nın evinden ele geçirilen 2 adet sustalı çakı ve 29 adet tabanca fişeğinin 11.09.2007 tarihli ekspertiz raporunda, sustalı çakıların susta mandalına basıldığında kilit sisteminin arızalı olduğu, namlunun otomatik olarak açılmayıp ancak el yardımı ile açıldığı,çakıların mevcut durumları itibariyle 6136 sayılı Kanuna göre memnu olarak mütalaa edilemeyeceği, ancak bu işten anlayan biri tarafından arızaların giderilmesi durumunda çalışır hale gelecekleri ve aynı yasaya göre yasak vasfını kazanacaklarının, 29 adet tabanca fişeğinin ise 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak nitelikte olduğunun belirtildiği, iddianamede de sanık hakkında anılan yasanın 13/son maddesi gereğince dava açıldığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında 6136 sayılı Kanunun 13/4.maddesi ile hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hükmolunması,

    10- Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanıklar Y.. S.., M.. S.., S.. E.., Serdar Çevrimli, M.. D.. ve Ş.. K.."nın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunmanın görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olduğundan,.

    Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı, katılan M.. S.., Maliye H.. H.. vekili, sanıklar Ş.. K.., H.. K.., S.. E.., M.. D.., S.. Ç. ile sanıklar Ş.. K.., H.. K.., S.. E.., M.. D.., S... Ç., A.. S.., Ş.. S.., C.. S.., Y.. Ç.., Y.. S.., M.. S.., Y.. S..,T.. E.., M.. T.., S.. T.. savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, üye M.. K.."un usule yönelik karşı oyuyla ve 12.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 105/6. maddesi ile yürürlükten kaldırılan; ancak, aynı Kanunun geçici 2/4. maddesi uyarınca, bu mahkemelerde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bakmakla görevlendirilen, CMK’nın yürürlükten kaldırılan 250/1. maddesine göre görevli mahkemeler, 6 Mart 2014 tarihli, mükerrer 28933 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14/1. maddesi gereğince kaldırılmışsa da, anılan maddenin 4. fıkrasına, “Bu mahkemelerce verilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında veya Yargıtay"ın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine devam olunur.” hükmü konulmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin, konumu gereği; başta terör olmak üzere, örgütlü suçlarla mücadele edebilmesi için; Kanun Koyucunun özel yetkili mahkemeleri kaldırırken; kaldırma gerekçesinde ortaya koyduğu sakıncaları taşımayan; evrensel hukuk kurallarına uygun; yetki ve görev sınırları iyi çizilmiş; alt yapısı iyi oluşturulmuş; ihtisas mahkemelerine ihtiyaç olduğu, inancını taşıyorum.

    Düşüncem bu olmakla birlikte, benim muhalefetim; bu mahkemeler kaldırılırken; dosyası henüz sonuçlanmamış sanıklarla; dosyası karara bağlanıp, Yargıtay"a gönderilmiş olan sanıklar arasında ayrım yapan yukarıda açıklandığı şekilde bir hükme yer verilmesinin, kaldırma nedenleriyle örtüşmediği ve çeliştiği noktasına ilişkindir.

    Çünkü;

    5271 sayılı Kanunun 2/f maddesi "kovuşturma: iddianamenin kabulü ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi" ifade eder, şeklinde tanımlanmış olup, bu tanıma göre, temyiz aşamasındaki dosyalar kovuşturması devam eden derdest dosyalardır. Bu tanım karşısında, henüz kovuşturma süreci tamamlanmamış dosyalardan; özel yetkili mahkemelerce karar verilmemiş olanların genel (normal) ağır ceza mahkemelerine gönderilmesi; temyiz aşamasındakilerin ise Yargıtay tarafından incelenmesi yolunda düzenleme yapılmak suretiyle ayrıma gidilmesinin doğru bir çözüm şekli olmadığını düşünüyorum. Sebeblerini aşağıda açıklayacağım üzere, bu Kanun hükmüne rağmen; Yargıtay"da bulunan dosyalarında, aynen, karar verilmemiş dosyalarda olduğu gibi; hiçbir incelemeye tâbi tutulmadan salt, söz konusu mahkemelerin kaldırıldığı gerekçesi ile genel bir kanun bozması yapılıp, mahalline iade edilmeleri ve muhakemelerinin; genel (normal) mahkemelerde yapılmasının sağlanması görüşündeyim. Aksi bir çözüm, yani esasa girilerek bu dosyaların inceleneceği kuralına uyulması 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine ve 4 Kasım 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olur.

    Şöyle ki;

    1-Özel Yetkili Mahkemeler, "Adil Yargılanma Hakkı" ve "Ağır Ceza Mahkemeleri" arasındaki ayrıma son vermek amacıyla kaldırılmış olup, bu husus anılan Kanunun genel ve sözü geçen madde gerekçesinde belirtilmiş; böylece, bütün Ağır Ceza Mahkemelerinin aynı usul kurallarına tâbi olması sağlanarak, adil yargılanma hakkı için gerekli olan özel soruşturma ve kovuşturma usullerine son verilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda baktığımızda; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında ve Yargıtay"ın dairelerinde bulunan dosyaların incelenmesine devam olunacağına ilişkin düzenlenme yapılması; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 10. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddelerine uygun düşmez.

    Zira, Kanun Koyucu, bizzat kendisi, özel yetkili mahkemeleri adil yargılanma hakkını temin etmek amacıyla kaldırıldığını, Kanun gerekçesinde yer vermesine ve bu mahkemelerin normal ağır ceza mahkemelerine göre, daha güvencesiz olduğunu kabul etmesine rağmen; bu mahkemelerce kurulan hükümlerin, normal ağır ceza mahkemelerinden verilen kararlar gibi incelenmesini öngörmesi; kaldırma gerekçesi ve amacıyla çelişen bir sonuç yaratır.

    2- Mahkemeler, bütün işlemlerinde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar. 6526 sayılı Kanunla delil toplama yöntemleri değiştirilmiş; önceden CMK"nın 250. maddesi kapsamında kalan soruşturma ve kovuşturmalarda şüpheli ve sanıklar yönünden kısıtlayıcı hükümler kaldırılarak, hukukî güvenlik ile yargılama eşitliği sağlanmıştır. Ancak Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması sonucu, bu mahkemelerce karara bağlanmayan ve diğer ağır ceza mahkemelerine gönderilen davaların sanıkları ile; kararları Yargıtay"da temyiz incelemesinde bulunan dosyaların sanıkları arasında ayrım yapılarak, fark yaratılması; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 7. maddesinde öngörülen eşitlik ilkesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, sözleşmede yer alan hak ve özgürlüklerden ayrım gözetilmeksizin, herkesin yararlanmasını hüküm altına alan 14. maddesine ve iç hukukumuz yönünden de, Anayasamızın "Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10; "Hak Arama Hürriyeti" başlıklı 36; "Kanunî Hâkim Güvencesi" başlıklı 37; "Suç ve Cezalar" başlıklı 38. maddelerine aykırılık oluşturur.

    Görüldüğü üzere;

    Söz konusu Kanunî düzenleme, bu hâliyle, hem Anayasamıza aykırıdır, hemde tarafı olduğumuz ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalarla çatışmaktadır.

    Şimdi, burada sorun, Anayasamıza ve yukarıda açıkladığımız milletlerarası antlaşmalara aykırılık oluşturan, anılan Kanun hükmünü aşıp aşamayacağımız; aşabilecek isek, bunu nasıl yapabileceğimiz noktasında toplanmaktadır.

    Aslında, bu konu, bir sorun iken, Anayasamızın 90/5. maddesinde 07.05.2014 tarih ve 5170 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikle, milletlerarası antlaşma hükümlerine üstünlük tanınarak, temelinden çözülmüş olup, bu gün için tartışma kalmamıştır.

    Şöyle ki;

    Anayasamızın 90/5. maddesi ile; bir kanun hükmüyle usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen bir antlaşma kuralının çatışması hâlinde, antlaşma hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.

    Bu hükümden hareketle somut olayımızı değerlendirecek olursak, 6526 sayılı Kanunun 1. maddesi ile Terörle Mücadele Kanununa eklenen geçici 14. maddenin 4. fıkrası son cümlesinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Ülkemizin kabul ettiği milletlerarası antlaşmalar ile çeliştiği açıkça görülmekte olup, İnsan

    Hakları Evrensel Beyannamesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin yukarıda açıklanan hükümlerine üstünlük tanınması suretiyle sorunun çözülmesi ve özel yetkili mahkemelerce verilen hükümlerin; başka yönleri incelenmeksizin, kanun önünde eşitlik ilkesi ve adil yargılanma hakkı gereğince, bütünüyle bozularak, genel (normal) ağır ceza mahkemelerinde; muhakemelerinin yapılması ve sonucuna göre, hüküm kurulması için bozulması gerekmektedir. Aksi bir düşüncenin kabul edilmesi; kanun koyucunun bu mahkemeleri kaldırma gerekçesi ve amacıyla çelişen sonuçlar ğuracağı gibi hukukun; adalet, yerindelik ve hukukî güvenlik başlıkları altında toplanabilecek temel değerlerine de aykırı olur, kanaatindeyim.

    Bu nedenlerle söz konusu dosyada; yüksek çoğunluğun esasa girerek inceleme yapma görüşüne ve bu görüşe bağlı olarak verdiği karara katılmıyorum.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi