10. Ceza Dairesi 2018/1216 E. , 2018/4221 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 21/03/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/02/2013 tarihli ve 2013/220 esas, 2013/379 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/03/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 30/08/2009 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 191/6. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Beyoğlu 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/04/2010 tarihli ve 2009/811 esas, 2010/313 sayılı kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği,
2- Hükümlünün, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davrandığı gerekçesiyle, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2013 tarihli ve 2013/220 esas, 2013/379 sayılı kararı ile TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişmeden önceki haliyle 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun"un 191/6. maddesi yollamasıyla 191/1-2. madde ve bentleri gereğince cezaya hükmedilmesini müteakip denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, ilgili denetimli serbestlik tedbirinin infazını müteakip hükümlünün mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet Savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın denetim süresine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/02/2013 tarihli ve 2013/220 esas, 2013/379 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kanun yararına bozmada hüküm tarihindeki hukuka aykırılıklar inceleme konusu yapıldığından, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK"nın 191. maddesi ile aynı Kanunla 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması mümkün görülmüştür.
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan hükümlünün, hüküm tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 7.
fıkrası gereğince, mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılması yerine davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması nedeniyle hükümlünün cezasının infaz edilmiş sayılacağı gözetilmeden, davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; kamu davasının düşmesine ilişkin İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 26/02/2013 tarihli ve 2013/220 esas, 2013/379 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.