10. Ceza Dairesi 2018/1217 E. , 2018/4220 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 14/03/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın, TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25/05/2016 tarihli ve 2013/490 esas, 2016/165 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/11/2016 tarihli ve 2016/707 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 27/03/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanıklar hakkında 01/09/2013 tarihinde işledikleri iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 25/05/2016 tarihli ve 2013/490 esas, 2016/165 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 6545 sayılı Kanun ile değişik 5320 sayılı Kanun’un geçici 7/2. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
2- Sanık müdafilerinin bu karara itiraz etmesi üzerine; itirazı değerlendiren İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/11/2016 tarihli ve 2016/707 değişik iş sayılı kararı ile "sanıklara hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediklerinin sorulmadığı" gerekçesiyle itirazın kabulüne ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 68. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi yeniden düzenlenmiş olup, anılan maddenin 8. fıkrasında “Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklinde bir hükme yer verildiği, keza 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci
maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alınarak, 5271 sayılı Kanun’un 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın sanıklar haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/11/2016 tarihli ve 2016/707 değişik iş sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık hakkında yargılama konusu suç nedeniyle daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmadığı anlaşılmış olup, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, CMK"nın 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi zorunlu olup bu karar yasaya uygun olduğundan, somut olayda, sanıklar müdafilerinin itiraz gerekçeleri değerlendirilerek itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın “CMK’nın 231/6-c maddesi uyarınca sanıklara hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediklerinin sorulmadığı” gerekçesi ile kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre; İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 03/11/2016 tarihli ve 2016/707 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.