10. Ceza Dairesi 2018/787 E. , 2018/4218 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı"nın, 07/03/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."ın mahkûmiyetine dair Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarihli ve 2016/374 esas, 2016/1891 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 13/03/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 05/05/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı yapılan soruşturma sonucunda TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunun ihtar edilmesine karar verildiği,
2- Şüpheliye Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin bilinen son adresine tebliğe gönderildiği, ancak adresin tebliğe elverişsiz olduğu anlaşılarak tebliğ yapılamadan evrakın iade edilmesi üzerine, tebliğ yapılacak başkaca adresi bulunmadığı gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kamu davası açıldığı,
3- Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarihli ve 2016/374 esas, 2016/1891 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın istinaf başvurusunun süre yönünden reddedilmesi üzerine yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Sanık hakkında atılı suç nedeniyle kamu davası açılmasının ertelenmesi ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanması karar verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğünün çağrı yazısı üzerine süresinde müracaat etmediğinden bahisle sanık hakkında yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açıldığı dosya kapsamından anlaşılmış ise de; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında dava açılması gerekeceği nazara alındığında, denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği gözetilerek kovuşturma şartı bulunmadığından durma kararı verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarihli ve 2016/374 esas, 2016/1891 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ... hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmüne yer verilmiştir.
CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." hükmü öngörülmüştür.
Somut olayda sanık tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için yapılan meşruhatlı davetiye bilinen son adresine tebliğe gönderildiği, ancak adresin tebliğe elverişsiz olduğu anlaşılarak tebliğ yapılamadan evrakın iade edildiği, bunun üzerine başkaca bir tebliğ yapılmadan sanık hakkında kamu davası açılmış ise de kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için, bilinen son adresi tebliğe elverişsiz olan sanığın adres kayıt sisteminde yer alan adresine Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderilmesi, müracaat etmemesi halinde de "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakla ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, buna rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde sanık hakkında kamu davasının açılması gerekir. Ancak somut olayda "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediği, dolayısı ile kamu davası açılma koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması isteğiyle açılan davada "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediği anlaşıldığından, Mahkeme tarafından CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar: Açıklanan nedenlere göre;
1- Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27/12/2016 tarihli ve 2016/374 esas, 2016/1891 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
2- Bozma nedenine göre hükümlü hakkındaki ilamın infazının DURDURULMASINA, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde infazının durdurulması ve serbest bırakılması hususunda ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı"na yazı yazılmasına,
17.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.