Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5455
Karar No: 2017/534
Karar Tarihi: 26.01.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5455 Esas 2017/534 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/5455 E.  ,  2017/534 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 tarih ve 2014/29-2015/404 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi asıl davada taraf vekilleri ile birleşen davalarda davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.01.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı asil, asıl davada davalının müvekkili şirketin 2011-2013 yılları arasında yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, ..."nın mevzuatına ve uyarılarına rağmen şirketin işlettiği akaryakıt istasyonuna sorumlu müdür atamaması ve..."nın bu konudaki savunma istemine cevap vermemesi üzerine şirkete para cezası kesildiğini ve bu cezanın 23/09/2013 tarihinde 51.000,00 TL olarak ödendiğini, bu tutarın davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini, %20"den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili birleşen 2014/112 Esas sayılı dosyada davalının kendi müşterisinin çekini müvekkili şirkete verip, şirketten parasını tahsil ettiği çeklerin karşılıksız çıktığını 2014/117 Esas sayılı dosyada şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili davalının şirket taşınmazlarını ipotek ederek kredi kullandığını ve bu krediyi şirkete aktarmadığını, 2014/260 Esas sayılı dosyada şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili davalının bir başka bankadan ... kredisi açtırarak şirket adına kullandığı krediyi şirkete aktarmadığını ileri sürerek, muhtelif miktarlı alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuş ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacı şirketin gerçekleştiği belirtilen zararlarının tespit edilemediği, böyle bir zarar mevzu bahis olsa dahi davalının kusurlu bulunduğuna ilişkin somut bir kayıt ve kanıtın sunulan deliller çerçevesinde tespit edilemediği, bu hali ile açılan davanın ispatlanamadığı, davalı ana dosyada kötü niyet tazminatı da istemiş ise de takibin haksız ve kötü niyetli olduğuna kanaat getirilemediği, davanın ispatlanamadığından reddi yoluna gidildiği gerekçesi ile davanın ve davalının kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiştir.
    Kararı asıl davada taraf vekilleri, birleşen davalarda davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davaların birleştirilmesine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Asıl ve birleşen davalar, yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Mülga 6762 sayılı TTK"nın 341. maddesi uyarınca davacı şirket yönetim kurulu başkanı hakkında böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması gerekmektedir. Ancak, bu husus sonradan da tamamlanması mümkün usulü bir eksiklik niteliğinde bulunup hemen davanın reddini gerektiren bir durum değildir.
    Asıl ve birleşen davalar 2014 yılında açılmış olup, 6103 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca somut olaya uygulanması mümkün 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK"nın 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK"nın 479/3-c maddesindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir.
    Somut olayda, asıl davada davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış bir karar bulunmamakta, birleşen davalar açısından ise bu yönde bir kararın olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
    Bu durum karşısında mahkemece, asıl ve birleşen davalar yönünden genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK"nın 54. maddesi uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde doğrudan işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davaların birleştirilmesine yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda verilen hükmün resen BOZULMASINA, (3) Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair, davalı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi