12. Ceza Dairesi 2018/74 E. , 2019/8912 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Taksirle yaralama
Hüküm : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu açısından; TCK"nın 179/3, 2, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçu açısından; TCK"nın 89/4, 53/1, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Olay tarihinde, sanığın 1,83 promil alkollü halde karşı isikamete ayrılan yol şeridine girerek araç kullandığı sırada, karşı istikametten gelen katılan ..."nın idaresindeki araca çarparak sürücü Yasin ve aracında yolcu olarak bulunan diğer katılanların yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,
B-Taksirle yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi;""
2-Sanığın 1,83 promil alkollü halde idaresindeki otomobille ters istikamette seyir halinde iken karşı istikametten gelen araca çarptığı olayda, sanık yönünden bilinçli taksir koşullarının oluştuğu ve hakkında TCK"nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-5237 sayılı TCK"nın 53/1.maddesindeki hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken anılan madde ile sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, CMUK’un 326/son.maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutulmak koşuluyla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.