4. Hukuk Dairesi 2014/6486 E. , 2015/5838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/05/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları rededilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar; davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalının halen kendisi ile evli olan eşi ... ile birlikte olduğunu, eşinin kendisini ve müşterek kızlarını terk ederek evden ayrılmış bulunduğunu, aradan beş yıl geçtikten sonra davalı ile birlikte kızlarını okuldan kaçırmak istediğini, davalının kendisine telefon açarak hakaret ve tehdit ettiğini bu nedenle işinden ayrıldığını, evini değiştirdiğini, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararlarının ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın usul ve esas yönlerden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin ispat edilememesi nedeni ile reddine karar verilmiş, manevi tazminat istemi yönünden, davalının davacıya yönelik tehdit ve hakaret eylemlerinden dolayı mahkum olduğu, davacının eşi ile birlikte kızını götürmek istediği anlaşıldığından 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi ( 818 sayılı BK 49. maddesi ) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince, davalının halen davacının eşi ile ilişkisi olması, birlikte davacının yanında kalan çocuğu götürmek istemeleri, bu amaçla davacıya yönelik hakaret ve tehdit eyleminde bulunması karşısında davalının kusurunun ağırlığı, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.