Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18398
Karar No: 2017/5668
Karar Tarihi: 04.07.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/18398 Esas 2017/5668 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/18398 E.  ,  2017/5668 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı-birleştirilen davalı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2000 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada davalılar aleyhine 06.01.2010 gününde verilen dilekçe ile muris muvazaasına dayalı olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali ya da tenkis talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 02.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava muris muvazaasına dayalı olarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ya da tenkis istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin babaannesi..."in noterde düzenlenen 08.06.1998 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile 1987 yılında ölen eşi ..."den intikal edecek taşınmaz hisselerini müvekkiline devrettiğini, bakım alacaklısının 28.12.1999 tarihinde vefat ettiğini ileri sürerek ... adına kayıtlı 33, 242, 281, 485 ve 1189 parsel sayılı taşınmazlardaki..."e ait hisselerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı ..., davayı kabul etmiş; yargılama sırasında 14.05.2014 tarihinde vefat ettiğinden mirasçıları davaya davalı olarak dahil edilmişlerdir.
    Rabiş Çetin mirasçıları olan diğer davalılar, davacının bakım borcunu yerine getirmediğini, sözleşmenin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 16.11.2009 tarihli 2009/12111 Esas, 12952 Karar sayılı ilamıyla mirasçı olan davalıların, davacının bakım borcunu yerine getirmediğini ileri süremeyecekleri gibi sözleşmenin feshini de dava etmediklerinden 08.06.1998 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ayakta olduğu, davacının bu sözleşmeye dayalı olarak mülkiyet nakli talebinde bulunabileceği, bu nedenle davanın kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararı üzerine ... dışındaki davalılar tarafından davacı ... aleyhine 06.01.2010 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1 Esas sayılı dosyasıyla muris muvazaasına dayalı olarak ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali ya da tenkis istemiyle dava açılmış; mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptaline dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2013 tarihli 2013/11600 Esas, 25390 Karar sayılı ilamıyla aynı taraflar arasında ve aynı sözleşme kapsamında açılmış olan eldeki dava ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/83 Esas sayılı dosyası üzerinden açılmış olan davada, dayanılan maddi vakıalar aynı olduğu gibi davalardan biri hakkında verilecek olan hükmün diğerini de etkileyecek nitelikte olduğu, bu nedenle sözü edilen davaların birleştirilerek yargılamaya devam edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece, bozmaya uyularak davaların tapu iptali ve tescil davasına ilişkin dosyada birleştirilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararımıza uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise tapu iptali ve tescil davasını uzatmak amacıyla kötüniyetli olarak açıldığından bahisle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Somut olayda, birleştirilen dava bakımından muris..."in terekesi iştirak halinde olup ölünceye kadar bakım sözleşmesinin iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olarak açılan bu davada, murisin kendisinden sonra ölen oğlu ..."in bir kısım mirasçılarının davada yer almadıkları anlaşılmaktadır. Bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığı kabul edildiğinden tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
    Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, muris..."in kendisinden sonra ölen oğlu ..."in tüm mirasçılarının birleştirilen dava yönünden davaya katılımları sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken birleştirilen dava bakımından ..."in tüm mirasçılarının davaya katılımı sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Öte yandan, ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
    Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp konut temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
    Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı, her zaman ileri sürülebilir.
    Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemece dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarının Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir.
    Somut olaya gelince, davalılar-birleştirilen davada davacılar, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasında bulunduklarına göre mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle birleştirilen davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar-birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi