23. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3435 Karar No: 2015/2843 Karar Tarihi: 22.04.2015
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/3435 Esas 2015/2843 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ile davacı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Davacı, davalıya teslim edilen bağımsız bölümler için kesilen faturadaki KDV'nin sözleşmenin 13. maddesine göre davalı arsa sahibinin sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek, icra takibine açtığı itirazın iptalini ve %40 icra inkâr tazminatını talep etmiştir. Davalı, arsa payı karşılığı bağımsız bölüm inşasının KDV gerektirmeyen bir işlem olduğunu savunmuştur. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve icra inkâr tazminatı talebini reddetmiştir. Ancak, davacının talebi hesaplanabilir ve likit nitelikte olduğundan İİK'nın 67/2. maddesi kapsamında talebin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, davalının tüm temyiz itirazları reddedilmiş ve davacının temyiz itirazı kabul edilerek kararın bozulması kararlaştırılmıştır. İlgili kanun maddesi İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesidir.
23. Hukuk Dairesi 2014/3435 E. , 2015/2843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile davacı arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalıya teslim edilen bağımsız bölümler için kesilen faturadaki KDV"den, sözleşmenin 13. maddesine göre davalı arsa sahibinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu konuda yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini, takibin devamını ve %40 icra inkâr tazminatina hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, arsa payı karşılığı bağımsız bölüm inşasının KDV gerektiren bir işlem olmadığını, sözleşme bedeli arsa payı şeklinde götürü olarak ödendiğinden ayrıca KDV istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine sözleşme hükümleri dikkate alınarak davanın kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden; Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının % 40 icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, icra tazminatı talebinin reddi doğru değildir. Zira, davacının dava dilekçesinde İİK’nın 67. maddesi uyarınca % 40 icra inkâr tazminatı talep ettiği alacak faturaya dayandığından davalı yönünden belirli, hesaplanabilir yani likit niteliktedir. Mahkemece, davacı lehine İİK’nın 67/2. maddesi gereğince icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde bu talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalıdan alınmasına, davacıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.