21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10378 Karar No: 2016/4131 Karar Tarihi: 14.03.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/10378 Esas 2016/4131 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/10378 E. , 2016/4131 K. "İçtihat Metni"
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, 25.07.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile 15.183,23 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dava konusu iş kazası nedeniyle, davalı tarafından ibraz edilen 03.04.2009 tarihli ödeme belgesine göre davacıya 20.000 TL ödeme yapıldığının belirtildiği, davacı tarafın belge altındaki imzayı kabul etmediği, imza incelemesi konusunda Jandarma Kriminal Dairesi Başkanlığından alınan 21.07.2014 tarihli raporda ödeme belgesi ile dosyadaki fotokopi belgeler arasındaki imzalar arasında benzerlikler bulunmakla beraber; davacının el ürünü olup olmadığı konusunda müspet, menfi karara varılamadığı, mukayese fotokopi belge asıllarının temin edilmesi halinde kanaat bildirilebileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Yargıtay kararlarının bir çoğunda vurgulandığı üzere alacaklının alacak hakkından vazgeçmesini ve bu suretle borçlunun borçtan kurtulmasını kapsayan akde "ibra" denir. İbranamenin kural olarak işçiye yapılmış olan ödeme ile sınırlı olarak bağlayıcılığı asıldır. Bu durum İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Mevzuatının temel prensibi olan "işçinin korunması temel ilkesi"ne de uygun düşecektir.Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için işçiye yapılan ödemenin miktar olarak ibranamede açıkça gösterilmesi ve ödemenin yapıldığı tarihteki zararı karşılaması koşuldur. Başka bir anlatımla, işçiye yapılan ödemeyi belli etmeyen sözleşmeyi işvereni borcundan kurtaran ibraname olarak nitelendirmeye olanak olmadığı açık-seçiktir.Kuşkusuz, işverenin işçiye yapmış olduğu ödemeyi ispat etmesi durumunda, taraflar arasında yapılan akdin ibraname niteliğini kazanacağı ve tazminat hesabında, işveren tarafından ödendiği kanıtlanan miktarın değerlendirileceği söz götürmez. Somut olayda davalı tarafından ibraz edilen 03.04.2009 tarihli ödeme belgesinin davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığının açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; davacının imzasının bulunduğu iddia edilen 03.04.2009 tarihli ödeme belgesi altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda, imza incelemesine esas olmak üzere, dosyada fotokopileri ibraz edilmiş olan belgelerin asılları ile davacının mukayeseye elverişli imzalarını içeren belgelerin dosya arasına getirtilmek suretiyle Adli Tıp Kurumundan imza incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair temyiz itirazları incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı iadesine , 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.