5. Ceza Dairesi 2014/2740 E. , 2014/5909 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 5 - 2013/154503
MAHKEMESİ : Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/222 Esas, 2013/63 Karar
SUÇ : Zimmet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 17/09/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca Hazinenin katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
İddianame de özet olarak 2007-2012 yılları arasında bilirkişi ücretlerinin incelenmesinde 18.188,95 TL ödenmeyen ücret bulunduğu, ancak banka adliye hesabında bulunan paranın 12.362,47 TL olduğu, 5.826,48 TL açıktan idari işler müdürlüğünde zabıt katibi olup bilirkişi ücretleri ödenmesi işini yürüten sanığın sorumlu olduğunun iddia edildiği, sanık ve müdafiinin aşamalardaki savunmalarında 20/03/2012 tarihinde görevden uzaklaştırılan sanığın ödeme işlemlerini 00158007298213629 numaralı hesaptan yaptığını, soruşturmanın ise 26/02/2012 tarihinde açılan ve ilk kez 13/03/2012"de işlem gören 00158007299693428 numaralı hesap üzerinden yürütüldüğünü, 04/04/2012 tarihinde yeni açılan hesaptan sanığın kullandığı eski hesaba 1.532,66 TL para aktarıldığını, sanığın 2007 yılı 3 ve 11. dönem bilirkişi ücretleri olmak üzere 1.798,29 TL"yi ilgililere elden ödemek üzere hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanık U.. O.."a teslim ettiğini, ayrıca yine bilirkişilere ödenmek üzere para kasası bulunmaması nedeniyle idari işler müdürlüğünde bulunan çantada mevcut 2.917,20 TL paranın da C.Başsavcılığına teslim edildiğini, belirtilen miktarlar dikkate alındığında herhangi bir açık bulunmadığını beyan ettikleri, Vakıflar Bankası Kastamonu Şubesinin 12/06/2012 tarih 1351 sayılı yazısından 00158007299693428 numaralı hesabın 13/03/2012 tarihi itibariyle bakiyesinin 12.362,47 TL olduğunun bildirildiği, idari işler müdürü ve C.Savcısı tarafından düzenlenen 04/04/2012 tarihli tutanakta 16/02/2012 tarihinde bankaya bilirkişi ödemeleri için verilmiş olan listelerde 1.616,84 TL ücretin yeni bilirkişi hesabından ödenmesi gerekirken eski hesaptan ve 20/03/2012 tarihinde ödenen
84,18 TL"nin de eski hesaptan ödenmesi gerekirken yeni hesaptan ödendiğinin anlaşılması nedeniyle 00158007299693428 numaralı hesaptan 00158007298213629 numaralı hesaba 1.532,66 TL"nin havalesi gerektiğinin belirtildiği ve aynı tarihte havale işleminin gerçekleştirilmesi için ilgili bankaya yazı yazıldığı, idari işler müdürlüğünde bulunan çantadan 2.917,20 TL para çıktığının tutanağa bağlandığı, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda da bir bilirkişi hesabından diğerine 1.532,66 TL aktarıldığına dair dosyada belge bulunmadığından hesaplamada dikkate alınmadığı, ancak mahkemece bu bilgiye ulaşıldığı takdirde dikkate alınması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmakla;
Öncelikle 13/03/2012 tarihi itibariyle TR250001500158007298213629 numaralı hesapta para bulunup bulunmadığı ve 04/04/2012 tarihinde TR430001500158007299693428 numaralı hesaptan yukarıda belirtilen hesaba para aktarımı yapılıp yapılmadığının ilgili banka şubesinden sorulmasından, C.Başsavcılığınca düzenlenen 12/06/2012 tarihli tutanakta 2007 yılı 3 ve 11. dönemlerinde alındı imzası bulunmayan bilirkişiler olarak adı geçen kişilerin bilirkişi ücretlerini tam olarak alıp almadıkları hususunda beyanlarının alınmasından sonra dosyanın Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdi edilerek hesaplarda bulunan veya gerçekleşmişse havale edilen paralar, tutanakla teslim edilen para, bilirkişi ücretleri ödenmesine ilişkin bordrolar ile tüm savunma ve deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın uhdesinde para bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususunda rapor alınarak hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
Eylemin kullanma zimmeti olarak kabul edilebilmesi için sanığın görevi gereği yasal olarak kendisine tevdii edilen parayı belli bir süre kullanıp hakkında herhangi bir uyarı, ihbar, şikayet, denetim veya soruşturma olmaksızın kendiliğinden yatırması gerektiği, somut olayda ise zimmetine geçirdiği kabul edilen parayı hakkında soruşturma başladıktan sonra yatırdığı anlaşılmasına göre TCK"nın 247/3. maddesinin uygulama olanağı bulunmadığının gözetilmemesi,
Zimmete konu miktarın kovuşturma başlamadan önce iade edilmiş olması nedeniyle cezada doğru bir şekilde yarı oranında indirim yapılırken zararın soruşturma başlamadan önce giderildiği belirtilerek TCK 248/2. olan uygulama maddesinin 248/1. olarak gösterilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
Kastamonu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/07/2012 tarih 2012/270 D.İş sayılı Kararı ile sanık hakkında adli kontrol kararı olarak konulan yurt dışına çıkış yasağı hakkında bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanığa verilen kısa süreli hapis cezası ertelendiği halde TCK"nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilerek aynı Yasanın 53/4. maddesine aykırı davranılması,
TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle 53/1. maddesi a bendindeki hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden infazda karışıklığı yol açacak şekilde “... 6 ay 7 gün süre ile hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.