5. Ceza Dairesi 2014/4149 E. , 2014/5900 K.
"İçtihat Metni"Esas No : 2014/4149
Karar No : 2014/5900
Tebliğname No : KYB - 2014/106742
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık Y.. K..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 265/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2010 tarihli ve 2010/558 Esas, 2010/948 sayılı Kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde işlemiş olduğu ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri bulundurma suçundan dolayı 6136 sayılı Kanun’un 13/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62/1 maddesi uyarınca 10 ay hapis ve 400 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince bu hükmün de açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2013 tarihli ve 2012/389 Esas, 2013/364 sayılı Kararı üzerine, ilk hükmün açıklanmasına ilişkin Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli, 2013/492 Esas, 2013/1105 sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre;
1- Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılmak suretiyle sanık hakkında hüküm kurulmuş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 Esas, 2008/9890 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, sanığın celp edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunması alınmadan karar verilmesinde;
2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 07/10/2013 tarihli 2013/24535 Esas, 2013/22861 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere denetim süresi içinde işlenen suçtan verilen kararın 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması olduğu ve 5 yıl denetim süresinin kararlaştırıldığı ve kesinleşmiş mahkumiyet hükmü niteliğinde olmadığı, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmemesi halinde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak düşme kararı verileceğinin
açıklanmış olması karşısında, sanığın birinci suça dair hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra kasıtlı bir suç işlediğine ilişkin herhangi bir mahkumiyet hükmünün bulunmaması nedeniyle hükmün açıklanması şartları oluşmadığı halde yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 14/03/2014 gün ve 94660652-105-34-2160-2014/5286/19045 sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
Atıf yapılan Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 Esas, 2008/9890 sayılı ilamının somut olay ile ilgili bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede;
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/12/2013 gün ve 2013/492 Esas, 2013/1105 sayılı Kararın CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.