Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13946
Karar No: 2017/5638
Karar Tarihi: 04.07.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13946 Esas 2017/5638 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/13946 E.  ,  2017/5638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı ve dahili davalı aleyhine 12.11.2013 gününde verilen dilekçe ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından davalı aleyhine önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; 2013/699 Esas sayılı asıl davada davanın kabulüne, birleştirilen 2015/218 Esas sayılı davanın ise husumetten reddine dair verilen 18.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi dahili davalı ... vekili, duruşmasız olarak temyizi ise davalı ... vekili ve birleştirilen 2015/218 Esas sayılı dosyanın davacıları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.07.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden dahili davalı ... ve birleştirilen dosya davacıları ... v.d. vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KA R A R
    Davacı vekili 12.11.2013 tarihli dilekçesi ile; davacının paydaşı olduğu 109 sayılı parsel taşınmazda paydaş olan ... tarafından 29/12/2011 tarih ve 33304 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, aynı köyde bulunan 115 parsel sayılı taşınmazda paydaş ... tarafından 02/01/2012 tarih, 109 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, ... tarafından açılan Bismil Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/2 Esas ve 2012/319 Karar sayılı dava dosyasında 20/04/2012 tarihinde karar verilmiş olup ... adına olan 109 ve 115 parsel numaralı taşınmazda bulunan 19/360 payın 06.07.2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşen hüküm ile ... adına tesciline karar verildiğini ve 16.05.2013 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiğinin davacıya yasal bildirim yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkına dayalı olarak eski parsel numaraları ile 109 ve 115, yeni parsel numaralarıyla 127/1 128/1, 129/2, 130/1, 131/1, 132/1, 133/1 olan taşınmazlarda davalının adına olan payların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Birleştirilen 2015/218 Esas sayılı dosyada 01.06.2015 tarihli dava dilekçesinde davacılar vekili özetle; ... Köyünde kain 127/1 - 128/1 - 129/2 - 130/1 - 131/1 - 132/1 - 133/1 (eski parsel 109 ve 115) parsel sayılı taşınmazların daha önce ... adına tapuda kayıtlı iken 16/05/2013 tarih ve 2184 Y. ile davalı ... adına tescil edildiğini, davacılardan... çekişmeli 130/1-131/1-132/1 parsel nolu taşınmazlarda paydaş olduklarını, yine davacılardan ... çekişmeli taşınmazlardan 133/1 ve 127/1 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olduklarını, yine davacılardan....çekişmeli taşınmazlardan 128/1 ve 129/2 parsel nolu taşınmazlarda paydaş olduklarını, dava tarihine kadar davalı tarafından müvekkillere satışla ilgili herhangi bir tebligat yapılmadığını ileri sürerek (eski 109 ve 115) yeni 127/1 - 128/1 - 129/2 - 130/1 - 131/1 - 132/1 - 133/1 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı ... paylarının mahkemece takdir edilecek satış bedeli ve tapu masraflarının depo edilmesi karşılığında önalım hakkına dayalı olarak iptali ile davacılar adına eşit oranda tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davalının avukatlık bürosunda çalışmakta olup taşınmazları alacak maddi imkanı olmadığını, yanında çalıştığı avukatın isteği üzerine teminat olarak taşınmazların gerçek bir satış olmadan akrabası olması nedeni ile ... tarafından teminat amaçlı ve muvazaalı olarak kendisine devredildiğini, davacıların bu durumu bilip kötüniyetli olduğunu, ayrıca toplulaştırmanın devam ettiğini, 3083 sayılı Yasanın 13 ve 15. maddelerindeki devir yasağına göre ve ayrıca 2014/134 Esas – 250 Karar sayılı dosyadaki hüküm ile tapunun tekrar gerçek malik ... adına tescil edilmiş olmakla davanın konusuz kaldığını, davanın reddini savunmuştur.
    Dahili davalı ... davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece tarafların müşterek paydaş olduğu,... AS.H.2012/2 Esas - 2012/319 Karar sayılı dosyasında mahkemenin 20/04/2012 tarihinde vermiş olduğu karara istinaden taşınmazlardaki bir kısım payın davalı ... ... adına tescil edildiği, bu dava devam ederken... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/134 Esas - 2014/250 Karar sayılı dosyasında davacı ... tarafından 03.03.2014 tarihinde açılan önalım davasının konusu olan taşınmazlara ilişkin olarak ... aleyhine açılmış tapu iptal ve tescil davasında, davalı ve vekilinin ilk celsede davayı kabul ettiklerine dair beyanları doğrultusunda mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 04/06/2014 tarihinde kesinleştiği, sözleşmenin tarafı olan bir kimse kendi muvazaasına dayanamaz ise de tapu iptal ve tescil davasının kabul ile sonuçlanmış olması durumunda diğer paydaşın ön alım hakkının bertaraf edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 127/1, 128/1, 129/2, 130/1, 131/1, 132/1 ve 133/1 parsel sayılı taşınmazlardaki dahili davalı ... adına kayıtlı payların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Birleştirilen 2015/218 Esas sayılı dava açısından ise; davanın ... aleyhine açıldığı taşınmazın ... adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle birleştirilen davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, dahili davalı ... vekili, davalı ... vekili ve birleştirilen 2015/218 Esas sayılı dosyanın davacıları vekili temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava konusu (eski parsel 109 ve 115) yeni 127/1 - 128/1 - 129/2 - 130/1 - 131/1 - 132/1 - 133/1 nolu taşınmazlardaki davalı ..."nin dahili davalı ..."dan 29.12.2011 tarihli ve 02.01.2012 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile pay satın aldığı ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/2-319 sayılı ferağa icbar davasında 06.07.2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşen hüküm ile adına tescil edildiği ve davacıya noterden ihtar yapılmadığı davanın yasal süresinde açıldığı görülmektedir. Davalı ... ve dahili davalı ... temyiz aşamasında taşınmazda fiili taksim bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Taşınmazda paydaşlar arasında taksim yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise, davacının ve pay satan paydaşların taşınmazda paylarına denk gelen bölümü kullanıp kullanmadığı, ayrıca, pay satan paydaşların paylarına denk gelen bölümü kullanmaları sırasında davacının bu bölümde hak iddia edip etmediğinin yukarıdaki ilkelere uygun olarak araştırılması gerekir.
    Mahallinde keşfen yapılacak araştırmada HMK 259/2 maddesi gereğince tarafların şahitleri taşınmaz başında dinlenerek davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişinin kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek ve kullanım durumu keşfe katılan fen bilirkişisine krokisinde işaretlettirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
    Kabule göre de, 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
    Somut olayda; mahkemece, hüküm sonucunda dava konusu taşınmazlarda dahili davalı ... adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, hüküm sonucunda davalı adına kayıtlı ve iptaline karar verilen payın miktarı açık ve infaza elverişli şekilde gösterilmemiştir. Dosya içerisindeki dava konusu taşınmazlara ilişkin yeni tarihli tapu kayıtlarının incelenmesinden, bir kısım taşınmazlarda dahili davalı ... adına farklı tarihlerde tescil edilen birden fazla payın bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazların son tapu kayıtları getirtilip değerlendirilerek, iptal edilen ve tesciline karar verilen payların hüküm sonucunda açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Bu hali ile verilen karar usul hükümlerine aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
    Birleştirilen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/218 Esas sayılı dosyasındaki dava...Asliye Hukuk Mahkemesinde düzenlenen harç makbuzuna göre 18.05.2015 tarihinde açılmış olup, ..."ya dava konusu paylar 20.05.2005 tarihinde tescil edilmiş olmakla ... yönünden 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi gereğince davacılar tarafından işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken birleştirilen davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı ..."den alınarak dahili davalı ..."ya verilmesine, birleştirilen dosyada 1480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ..."den alınarak birleştirilen dosya davacılarına verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi