22. Hukuk Dairesi 2015/34266 E. , 2018/15163 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalıya ait muhtelif şantiyelerde mermer ustası olarak 04.01.1999-15.04.2013 tarihinde çalıştığını iş akdinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak davacının çağrı sözleşmesiyle iş olduğunda yevmiye usulü çalıştığını çalışmaları toplamının 3027 gün olduğunu, dava yüksek ücretle iş bulduğunu beyan ederek kendisinin istifa ettiğini, makbuz ibranamede alacağının bulunmadığını belirtttiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bend haricindeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır.
İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanunu"nda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
Dosya içeriğinden mermer ustası olduğu anlaşılan davacının 15.04.2013 tarihinde iş akdinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Tanıklardan ..."ın Mahkemenin 2013/2038 nolu dosya davacısı olup davalı işverenle husumetli olduğu iş akdinin feshi yönünde "kendisinin babasının işveren aleyhine dava açması nedeniyle işten çıkartıldığını davacı ..."ın ise iş verilmeyerek işten çıkartıldığını, kendisi çalışamıyordu, iş vermiyordu, şeklinde beyanda bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı iş sözleşmesinin davacının istifası suretiyle sona erdiğini iddia etmekte olup 15.04.2013 tarihli istifa dilekçesine karşı davacıdan diyecekleri sorulmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, davacı isticvap edilerek söz konusu istifa belgesi aslı gösterilmeli, imzanın davacıya ait olup olmadığı sorulmalı, bir irade fesadı durumu bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre geçerliliği bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.