Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/23-427
Karar No: 2013/1700
Karar Tarihi: 25.12.2013

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/23-427 Esas 2013/1700 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/23-427 E.  ,  2013/1700 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 29/11/2012
    NUMARASI : 2012/385-2012/391

    Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 11.02.2010 gün ve 2009/423 E., 2010/56 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 14.02.2012 gün ve 2011/4551 E., 2012/989 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı, diğer davalıların da kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyesi olduklarını, müvekkillerinin ortaklık aidatlarını ödemelerine rağmen 2005 yılından bu yana genel kurullara çağrılmadıklarını,  kooperatifin 30 konut yapacak arsası bulunmasına rağmen 80 ortak kaydedilerek fazladan kaydedilen ortaklara daire verilmediğini, konut verilemeyen 50 kişiden haksız yere aidat toplandığını, müvekkillerinin ödedikleri aidat karşılığında kooperatiften daire almalarının mümkün olmadığını ileri sürerek, şimdilik 40.000,00 TL"nin ödeme tarihlerinden itibaren faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar Y. E.., N. T.. ve davalı kooperatif vekili, davacıların halen kooperatif ortağı olduklarını, ortaklıktan ayrılmayan veya ihraç edilmeyen ortakların  ödedikleri aidatları kooperatiften isteyemeyeceklerini,  üye sayısının artırılmasının genel kurul kararına dayalı olduğunu, 2007 yılında yapılan genel kurulda, aidat borcunu ödeyen ortakların birinci etapta, ödemeyenlerin ise ikinci etapta konut almalarına karar verildiğini, davacıların aidat borcunu ödememeleri nedeniyle birinci etap konutlardan inşaatı devam eden ikinci etap konutlara aktarıldıklarını savunarak,  davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalılar,  davaya  cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacıların, ödedikleri aidatları kooperatif ile yönetim ve denetim kurulu üyelerinden tahsilini istedikleri, davacıların daire verilmemesi nedeniyle daire karşılığı tazminat isteminde bulunmadıkları, kooperatif ortaklığından ihraç edilmeyen veya istifa etmeyen ortakların ödedikleri aidatları kooperatiften isteyemeyecekleri, davacıların kooperatiften alacağı bulunsa dahi yönetim ve denetim kurulu üyelerinin alacaktan şahsi olarak sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı kooperatife yönelik davanın esastan, yönetim ve denetim kurulu üyelerine yönelik davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava,  kooperatifin ortağı olan davacılara konut verilememesi nedeniyle uğranılan zarara karşılık konut bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Husumet kooperatif ve yönetim kurulu üyelerine yöneltilmiştir. Mahkemece, dava, çıkma alacağı olarak nitelendirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davacılar vekilinin dava dilekçesinde, daire sayısından fazla ortak alındığını, müvekkillerinin ödedikleri aidat karşılığı daire almalarının mümkün olmadığına ilişkin iddiaları, davacıların çıkma alacağını değil, kendisine daire verilmeyen ortağa verilmesi gereken tazminatı istedikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıların isteminin daire karşılığı tazminat olarak kabul edilerek, taraf delillerinin bu çerçevede değerlendirilerek davalı kooperatifin elinde davacılara verilecek daire bulunup bulunmadığı belirlenerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    2- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesinin yollaması gereğince uygulanması gereken TTK.nun 336. maddesine göre genel olarak yönetim kurulu üyeleri şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden ötürü şahsen sorumlu değillerdir. Aynı maddede 5 bent halinde açıklanan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent gereğince gerek kanunun, gerekse anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal sonucu olarak yapmayan yönetim kurulu üyeleri aleyhine zarar gören ortak doğrudan dava açabilir. Davacı delillerinin TTK nun 336. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değildir.)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI
     
    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kooperatifin ortağı olan davacıların tazminat istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacılar vekili temyize getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, dava dilekçesi kapsamına göre davacıların iddialarının kooperatiften “çıkma alacağı” mı yoksa, kendisine daire verilmeyen ortağa verilmesi gereken “tazminatı” mı talep ettikleri, ayrıca davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperatif adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden dolayı şahsen sorumlu olup olmadıkları, gerek anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal sonucu olarak yapmamalarından dolayı, zarar gören ortak tarafından aleyhlerine doğrudan dava açılıp açılamayacağı, bu cümleden olarak bahsi geçen kişilerin pasif husumet ehliyetlerinin olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
    Genel Kurul görüşmeleri sırasında Özel Daire bozma ilamında davacı delillerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesinin yollaması gereğince uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nun 336. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verildiğinden bahisle bozulması üzerine, Yerel Mahkemece direnme olarak adlandırılan kararda anılan Yasa hükmünün değerlendirilmesinin yeni hüküm teşkil edip etmediği, buradan varılacak sonuca göre, temyiz incelemesinin Özel Dairece mi, yoksa Hukuk Genel Kurulu’nca mı yapılacağı hususu ön sorun olarak incelenmiş, ve Yerel Mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinin gerekçeyi güçlendirme niteliğinde olduğu, yeni hüküm niteliğinde olmadığı oybirliği ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
    Davacılar vekilinin dava dilekçesindeki kooperatif üye sayısının 30 ile sınırlı olmasına rağmen kooperatifin 80 üye kaydı yapması karşısında ödedikleri aidat karşılığı daire almalarının mümkün olmadığına ilişkin iddiaları ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 40.000 TL. talep etmiş bulunması karşısında, bu talebin kooperatiften çıkma alacağı değil, kendilerine daire verilmemesinden kaynaklanan tazminat talebi olduğu kabul edilmelidir. Bu bakımdan mahkemece, davacıların istemlerinin daire karşılığı tazminat olduğu kabul edilerek, taraf delilleri bu çerçevede değerlendirilip davalı kooperatifin elinde davacılara verilecek daire bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesinin yollaması gereğince uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nun 336. maddesine göre genel olarak yönetim kurulu üyeleri şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden ötürü şahsen sorumlu değillerdir. Aynı maddede 5 bent halinde açıklanan durumlar, bu genel ilkenin istisnaları olarak gösterilmiştir. Anılan istisnalardan olan 5. bent gereğince gerek kanunun, gerekse anasözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal sonucu olarak yapmayan yönetim kurulu üyeleri aleyhine zarar gören ortak doğrudan dava açabilir. Davacı delillerinin 6762 sayılı TTK"nun 336. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler, davacıların kendilerine daire verilmeyen ortağa ödenmesi gereken “tazminatı” talep etmediklerini, kooperatiften “çıkma alacağını” talep ettikleri gerekçesiyle Yerel Mahkeme kararının onanması yönünde görüş beyan etmişlerdir.
    O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanunun 440. maddesi uyarınca hükmün tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,25.12.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi