14. Hukuk Dairesi 2015/8355 E. , 2017/5629 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca icra mahkemesinden alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 23 adet taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalı ... vekiline usulüne uygun şekilde 09.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekilince 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra 18.03.2015 tarihinde temyiz isteminde bulunulmuştur.
HUMK"nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince adı geçen davalı vekilinin süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2- Davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısı, icra mahkemesi hakiminden İİK"nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Somut olaya gelince, davacı vekili, davalılardan ..."nin müvekkiline olan borcu nedeniyle aleyhinde icra takibi başlatıldığını, borcun ödenmemesi üzerine davalı borçluya annesi Jaklin Süme"den intikal edecek taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulduğunu ancak davalı borçlunun mirastan feragat sözleşmesi düzenleyerek annesinden intikal edecek taşınmaz hisselerinin adına devrinden feragat ettiğini, dava konusu 23 adet taşınmazın da diğer davalılar adına intikal gördüğünü, bunun üzerine tasarrufun iptali istemiyle dava açtıklarını, mahkemece davanın kabulü ile mirastan feragat sözleşmesinin müvekkili yönünden iptaline ve tasarrufa konu taşınmazlarda davalı ..."ye düşen hisseler üzerinden müvekkiline cebri icra yetkisi tanınmasına karar verildiğini, akabinde dava konusu taşınmazlar üzerine aynı icra dosyası nedeniyle yeniden haciz konulduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden alınan yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiş; bir kısım davalılar vekili ise tasarrufun iptaline ilişkin kararın henüz kesinleşmediğini belirterek bu davanın sonucunun beklenmesini istemiştir. Sözü edilen tasarrufun iptaline ilişkin İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.10.2010 tarihli 2009/200 Esas 2010/269 Karar sayılı kararının ise derecattan geçmek suretiyle 13.01.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tasarrufun iptali davasının kabul ile sonuçlanarak kararın kesinleşmesi üzerine de dava konusu taşınmazlarda elbirliği mülkiyeti sona ermiş olduğundan ve davalı borçlu ..."ye intikal edecek hisselerin bağımsız olarak satışı mümkün hale geldiğinden davacının ortaklığın giderilmesini istemekte hukuki yararı kalmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde ... ve ..."e iadesine, 04.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.