8. Hukuk Dairesi 2015/13433 E. , 2015/18371 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2005
NUMARASI : 2003/448-2005/662
Ö.. Ö.. ve H.. Ö.. ile aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 29.11.2005 gün ve 448/662 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı N.. Y.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava konusu öncesi 185 parsel iken ifraz sonucu 824 ve 825 parseller olan taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların davacılar tarafından yapıldığının tespiti ile bu parsellerde yapılan muhdesatların değerinin muhdesatlı taşınmaz değerine oranının ne olacağının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı N.. Y.., taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacılar tarafından yapılmış olabileceğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı F.. Ö.. aleyhine açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile 824 parselde tesfiye işlerinin, yer bağı yüksek T sisteminin, binaların, trafo ve elektrik işlerinin ve sergi yerlerinin davacı özcan tarafından yapıldığının ve bunların değerinin taşınmazın toplam değerine oranının % 24,74 olduğunun tespitine, 825 parseldeki aynı mahiyetteki muhdesatların davacı Hüseyin tarafından yapıldığının ve bunların değerinin taşınmazın toplam değerine oranının %29.35 olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı N.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Öncesi 185 parsel olan dava konusu taşınmaz hükmen 26.10.1953 tarihinde muris İbrahim Özkan adına tescil edilmiş, ardından 1/3 er paylı olarak hibe yoluyla 15.5.1967 tarihinde H.. Ö.., Ö.. Ö.. ve İ.. Ö.. adlarına temlik edilmiştir. İ.. Ö.., adına bulunan 1/3 payını, 4.1.1969 tarihinde diğer paydaşlara satış suretiyle devretmiş ise de İsmail mirasçıları olan eldeki davanın davalılarınca Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları tapu iptal ve tescil davalarının kabul edilmesi ile satış işleminin iptaline ve İ.. Ö.."a ait bulunan 1/3 payın İsmail mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiştir. Tüm bu devir ve intikaller sırasında dava konusu 185 parsel sayılı taşınmaz ifraz görmüş 824 ve 825 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. Taşınmazlar halen davacılar ile davalılar adlarına paylı olarak kayıtlı bulunmaktadır.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1-h, 115 m.)
Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında Salihli Sulh Hukuk Mahkemesi"nde 2002/873 Esas ve 2010/400 Karar sayılı dava dosyasında görülen ortaklığın giderilmesi davası davacılarca takip edilmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu karar 12.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Diğer bir deyişle eldeki davanın görülmesinin şartlarından biri olan ortaklığın giderilmesine ilişkin bir dava mevcut değildir. Eldeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının açılması sırasında varolan güncel hukuki yarar ortadan kalmıştır. Şu halde davanın görülmesinde güncel hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Davalı N.. Y.."ın temyiz itirazları yukarıda açıklanan sebeple, yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.009,15 TL "nin temyiz eden davalı N.. Y.."a iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.