1. Hukuk Dairesi 2016/18138 E. , 2017/1143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, dava konusu 121 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbiti sırasında davalıların murisi ... adına tespit görmesi sonucu bir kısım davacıların açmış oldukları tapu iptal ve tescil davası neticesinde, taşınmazın kök muris ... ağa oğlu ... adına tescil edilerek kesinleştiğini,... mirasçılarının taşınmazda diğer mirasçıların da hakları olduğunu bildikleri halde davada taraf teşkili sağlanmadan Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/9 Esas 1992/292 Karar sayılı kararı ile davanın reddedilmesi ve tarafların temyizi sonucu kararın Yargıtay tarafından bozularak aynı mahkemenin 1993/207 Esas 1995/396 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü yönünde karar verilerek kesinleştiğini, kötüniyetli olan davalıların dosya Yargıtay aşamasında iken taşınmaz üzerindeki tedbiri kaldırarak bir aylık sürede taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 15 adet parseli kendi aralarında taksim edip muvazaalı şekilde sattıkları, 121 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu 437 ada 1 ila 15 parsel numaralarını aldığını,bu parsellerden 2,6,9 ve 11 numaralı olanların davalı ...’a taksim sonucu verildiğini,davalı ...’ın ise 19.3.1993 tarihinde bu taşınmazları görümcesi olan diğer davalı ...’ye muvazaalı olarak,mal kaçırmak amacı ile sattığını ileri sürerek 437 ada 2,6,9 ve 11 parsel numaralı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davacıların muvazaa iddialarının asılsız olduğunu,davalı ...’ın kızına yardım etmek amacı ile 1993 yılında dava konusu taşınmazları diğer davalı ...’ye sattığını,ayrıca davacıların davasının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece,davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine Dairece,“.... davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz olduğu, ikinci el konumundaki ..."nin de 1023 koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Ancak çekişme konusu 437 ada 2, 6, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazların keşfen belirlenen dava değerinden, davacıların miras payına tekabül eden değer üzerinden harca ve keşfen belirlenen dava değerinden davacıların miras payına tekabül eden değerden yargılama sırasında harcı ikmal edilen değer gözetilmek suretiyle davacılar yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken, çekişme konusu taşınmazların tamamının keşfen belirlenen değeri esas alınmak suretiyle harca ve davacılar yararına fazla vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.202,14 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 09.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.