19. Hukuk Dairesi 2014/4648 E. , 2015/1729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili Av. ... tarafından duruşmalı olarak, davacı vekili Av. ... Kılıç tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vekilleri Av. ..... ve Av..... ile davalı vekilleri Av. ..., Av. .... ve Avukat ...."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili asıl davada, müvekkili ile davalı arasında 01.05.2001 tarihinde 01.01.2000-31.12.2004 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan doğalgaz alım satım sözleşmesi imzalanmış olup sözleşmenin 31.12.2004 tarihinde sona erdiğini, davalı şirkete gönderilen sözleşmenin davalı tarafça imzalanmadığını, 01.05.2006 tarihinden itibaren gaz çekişlerini devam ettirmeleri halinde uygulanmak üzere müvekkili kuruluşun uygulayacağı doğal gaz satış koşullarının davalıya ihtarname ile bildirildiğini, davalı şirketin bildirilen yeni şartlarla doğal gaz çekişlerine devam ettiğini, ancak davalı şirketin doğal gaz çekişlerinde belirtilen vade tarihlerine uymayarak yapmış olduğu geç ödemeler sebebiyle müvekkili kuruluşun zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21.997.973,41 TL gecikme zammı fatura bedelinin; birleşen dava dosyasında ise; davalı şirketçe ödenmeyen 13.10.2010 tarihli ve 1829 nolu 95.031.936,00 TL. fatura bedelinin, her bir faturaya vade tarihinden itibaren 6183 sayılı yasada belirtilen oranda uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili asıl davada, 24.05.2010 tarihli dilekçesi ile talebini 22.623.970,17 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili asıl ve birleşen davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm dayanağının 01.05.2001 tarihli sözleşme olduğunu, sözleşme 31.12.2004 tarihi itibariyle sona ermiş olsa da iş bu sözleşmenin 3.2. maddesine göre sözleşmenin alacak ve borçlarla ilgili olan hükümlerinin sözleşmenin sona ermesinden sonra da yürürlükte kalmaya devam edeceğini, bu bağlamda sözleşmenin 8.2. ve 8.3. maddelerinde yer alan faturaların son ödeme günleri ile ilgili düzenlemelerin sözleşmenin alacak ve borçlara dair hükümleri arasında yer verildiğini, müvekkili şirketin tahakkuk ettirilen faturaları 01.05.2001 tarihli sözleşmenin 8.2 ve 8.3. maddesinde belirtilen düzenlemelere göre ödeyerek borcunu eksiksiz ifa ettiğini, bu uygulamanın sözleşme sona erdikten sonra 2 yıldır devam ettiğini, gecikme faturalarına dayanak gösterilen bir sözleşmenin olmadığını, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödemeleri kabul ettiğini ve bir sonraki ay faturasında gecikme zammı tahakkuk ettirmediğini, faturaların imzalanmamış sözleşme taslağına dayalı olarak kesildiğinden hukuken yok hükmünde olduğunu, gecikme zammı faturalarına ayrıca faiz talep edilemeyeceğini ileri sürerek, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen 25.09.2009, 03.02.2010 ve 17.01.2013 tarihli bilirkişi heyet raporlarına göre; taraflar arasındaki enerji sağlama sözleşmelerinin niteliği itibariyle kendine özgü yapısı gereği tip sözleşme olarak hazırlandığı, sözleşme şartlarının belirlenmesinde enerjiyi sağlayan tarafın etkinliği bulunduğu, hatta kurulmuş geçerli bir sözleşme bulunmasa dahi kendisine enerji sağlanan tarafın bunun karşılığında kendisine düşen edimi sanki bir sözleşme varmış gibi yerine getirmek zorunda olduğunun ilmî ve kazaî içtihatlarda kabul edildiği, davalının kendine özgü yapısı bulunan bu sözleşmeyi EPDK"nın mevzuata aykırılığının bulunmadığını 20.04.2005 tarihli yazısıyla bildirmesine rağmen imzalamayıp sona eren sözleşmeye göre ödeme yapmak istemesinin TMK"nun 2.maddesi kapsamında dürüstlük kuralına uygun olmadığı gerekçesiyle asıl davada davanın kabulü ile 21.271.347,64.-TL"nin her bir faturanın vade tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı Yasa"da belirtilen oranda uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davada davanın kabulü ile 95.031.936,00.-TL"nin fatura vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Yasa"da belirtilen oranda uygulanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık 01.05.2006 tarihinden itibaren davalı tarafından çekilen doğalgaza 01.05.2001 tarihli sözleşme hükümlerinin mi yoksa davacı Botaş tarafından belirlenen koşulların mı uygulanacağı hususunda toplanmaktadır. Taraflar arasında 01.05.2001 tarihli doğalgaz alım satım sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme dönemi, sözleşmenin 3.1 maddesinde 01.01.2000-31.12.2004 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 5 yıl olarak belirlenmiş ve 31.12.2004 tarihinde sona ereceği belirtilmiştir. Sözleşmenin devam etmesi veya yenilenmesi başlıklı 3.2 maddesinde sözleşme döneminin sona erme tarihinden en geç 90 takvim günü önce taraflardan herhangi birisinin sözleşmenin feshine dair hiçbir bildirimde bulunmaması, sözleşmenin aynı şartlarla bir sözleşme yılı daha devam edeceği anlamına geldiği, bu süreye uymak koşuluyla taraflardan herhangi birinin yeni şartlar için bildirimde bulunması halinde tarafların bir araya gelerek sözleşme şartlarını gözden geçirecekleri, sözleşme şartları üzerinde mutabakata varılması halinde üzerinde anlaşılan koşullarla sözleşmenin imzalanacağı ve sözleşme dönemi sonundan itibaren geçerli sayılacağı, mutabakat sağlanamadığı durumlarda sözleşmenin sözleşme dönemi bitiminde son bulacağı, iş bu sözleşmenin, alacak ve borçlarla ilgili olan hükümlerinin sözleşmenin sona ermesinden sonra da yürürlükte kalmaya devam edeceği, hükme bağlanmıştır. Yine sözleşmenin 3.3. maddesinde tarafların her sözleşme yılının sona erme tarihinden en geç 60 takvim günü önce talep olduğu takdirde bir araya gelerek bir sonraki sözleşme yılına ait teklifleri görüşecekleri, anlaşma sağlanamaması halinde eski şartların devam edeceği düzenlenmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki 01.05.2001 tarihli sözleşmenin 31.12.2004 tarihinde sona ermesinden sonra taraflar arasındaki hukuki ilişkinin devam ettiği, 01.01.2005 tarihinden 01.05.2006 tarihine kadar doğalgaz alım satımından kaynaklanan faturaların 01.05.2001 tarihli sözleşmede yer alan son ödeme tarihlerinde ödenmiş olduğu ve davacı..."ın anılan tarihlerde yapılan ödemeler yönünden herhangi bir talepte bulunmadığı sabittir. Davacı, davalıya keşide ettiği 27.04.2006 ve 21.12.2006 tarihli ihtarname ile yeni doğal gaz satış koşullarını bildirmiş ise de davalı tarafça bu koşullar kabul edilmemiştir. Davacıya uyuşmazlık konusu olan faturaların son ödeme gününü tek taraflı olarak değiştirme yetkisi veren sözleşme veya yasa hükmü yoktur. Davacı 01.05.2001 tarihli sözleşme sona erdiği halde mahkemeden faturaların son ödeme günü ile ilgili olarak uyarlama talep etmemiştir.
Mahkemece bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davaların kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda verilen hükümlerin temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.