21. Hukuk Dairesi 2015/11114 E. , 2016/4077 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Davacı, 20/07/1998-17/02/2003 tarihleri arasında davalı belediyede çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır." hükmünü içermektedir. Madde hükmünden yazılı hak düşürücü sürenin, yönetmelikte belirtilen belgeleri işveren tarafından Kuruma verilmeyen sigortalıları kapsamakta olduğu, işe giriş bildirgesi verilmiş sigortalılar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceği anlaşılmaktadır. Yargıtay HGK"nın 03.03.2004 tarih 2004/21-139 Esas-117 Karar ve 05.02.2003 tarih 2003/10-7 Esas-53 Karar sayılı ilamları da bu yönlere işaret etmektedir.
İşverenin, sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanunun 79/1. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde, işverence Kuruma verilecek belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu ve diğerleri şeklinde sıralanmıştır. Bu belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında, çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Nitekim, davacıya ait kimi çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiği de tartışmasızdır.Davacının ücretsiz çalışması hayatın olağan akışına aykırı, kamu kuruluşundaki çalışmaların resmi kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; uyuşmazlık konusu dönemde davalı işyeri tarafından bildirilen çalışması bulunmamakla birlikte, 15.09.2000-06.07.2001 ile 12.07.2002-31.08.2002 tarihleri arasında dava dışı işyerleri tarafından yapılan hizmet bildirimlerinin olduğu, gönderilen imzalı ücret bordrolarının fotokopi olup gerek gerek gün sayısı gerek prim ödemesi olup olmadığı konusunda denetime elverişli olmadığı görülmüştür.
Somut olayda; her yönden denetime elverişli imzalı ücret bordroları getirtilmeden,nizalı dönem içerisinde olan 15.09.2000 tarihi öncesi, 06.07.2001 -12.07.2002 tarihleri arası ve 31.08.2002 tarihi sonrası çalışma iddiaları bakımından hak düşürücü sürenin geçip geçmediği araştırılmadan eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı Kurumdan davalı işveren tarafından verilen işe giriş bildirgesinin ve dönem bordrosunun bulunup bulunmadığı veya davalı Belediye tarafından Kuruma bildirilen herhangi bir çalışma bulunup bulunmadığını sormak, davalı Belediye Başkanlığı nezdindeki uyuşmazlık döneme ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, sigortalının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini işyerinden istemek, tüm bu belgeler dahilinde öncelikle davacının hizmet tespit talebi yönünden her bir dava dışı işyeri çalışma bitiminin hak düşürücü süreyi yeniden başlatacağını gözönünde tutarak dava dışı işyeri çalışma sürleri dışındaki tüm süreler bakımından hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini değerlendirmek, geçmediği anlaşılan sürelerin olması halinde bu dönemler ile ilgili olarak davacıya imzalı ücret bordrolarındaki imzaların kendisine ait olup olmadığını sormak, davacının imza inkârı halinde bu bordrolarındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına dair imza incelemesi yaptırmak, eli ürünü olduğu anlaşılan dönemler yönünden imzalı ücret bordrosunda belirtilen kadar çalıştığını kabul etmek, eli ürünü olmadığı anlaşılan dönemler ile ücret bordrosu olmayan dönemler yönünden ise işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür gibi yetkili kişilerini tespit ederek bunların bilgilerine başvurmak, davacının ücretini ne şekilde aldığını araştırmak, çalıştığını gösterir belgelerin ibraz edilememesi halinde bunun nedenini araştırmak ve haklı bir nedene dayanıyor ise bu takdirde tanık sözlerine itibar ederek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip davacının çalışmasının niteliğini somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.