1. Ceza Dairesi 2016/1695 E. , 2017/3663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, tehdit, 6136 sayılı Kanuna muhalefet.
HÜKÜM : a) Mağdur ..."yi öldürmeye teşebbüs suçundan; TCK"nun 81, 35, 29, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası,
b) Mağdur ..."ı öldürmeye teşebbüs suçundan; TCK"nun 81, 35, 29, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 4 yıl 7 ay hapis cezası,
c) Mağdurlar ... ve Mustafa Yavuz"u öldürmeye teşebbüs suçlarından; TCK"nun 81, 35, 29, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası (2 kez),
d) Mağdurları tehdit suçundan; TCK"nun 106/2-a, 43/2, 29 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası,
e) 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK"nun 62, 52, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 500.TL adli para cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."in üzerine atılı silahla tehdit, 6136 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçları ile müşteki Aydın ve mağdur ..."ye yönelik eylemlerinin sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçlarının suç nitelikleri tayin, takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, sanığın savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre sanığın üzerine atılı silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçları nedeniyle verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında, sanığın üzerine atılı öldürmeye teşebbüs etmek suçları yönünden ise bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin eylemlerin hukuki niteliğinin 5237 sayılı TCK"nun 27/2. maddesinde düzenlenen meşru savunmada sınırın aşılması olduğuna, sanık hakkında tahrik hükümlerinin en üst seviyeden uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
1) Sanık hakkında silahla tehdit ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçları nedeniyle verilen hükümlerin yapılan incelemesinde:
Sanığın üzerine atılı silahla tehdit suçunu tahrik altında işlemediği halde sanığın cezasından 5237 sayılı TCK"nun 29. maddesi uyarınca indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamaların hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarında yer alan 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,
2) Sanık hakkında müşteki ..., mağdurlar ..., ... ve ..."ya yönelik eylemleri nedeniyle verilen hükümlerin incelenmesinde:
Olay tarihinde ilk olarak, sanık ... ile mağdur ... arasında kahvehanede sözlü tartışma yaşandığı ve tarafların kavga etmeden ayrıldığı, bunun üzerine sanık ve abisi ... ile müşteki ... ve mağdur ...’nın, sanığa ait otoyla olayın gerçekleştiği mahale gittikleri, burada aralarında konuşurlarken olay yerine, başka bir araçla mağdurlar ... ile ... ve tanık ..."ün geldiği, daha önce mağdur ... ile sözlü münakaşa yaşayan sanık ..."in, mağdur ... ile yeniden tartıştığı ve ruhsatsız tabancayla bir el havaya eteş ederek, karşı gruptaki kişilere "öldürürüm” diyerek tehdit ettiği, ardından olayı yatıştırmak isteyen ..."in ayaklarına doğru ateş ederek, ...’i hayati tehlike teşkil etmeyecek, kemik kırığı oluşacak şekilde kasten yaraladığı, bu esnada sanığın tabancasından çıkan mermilerin sanık ile birebir tartışması ve husumeti bulunmayan ve hedefte olduğu anlaşılamayan mağdur ...’e isabet ettiği ve mağdurun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığının anlaşıldığı olayda;
a) Oluşa ve dosya içeriğine göre, elindeki tabancayla etkili atış mesafesinden ateş ederek, müşteki ...’i sol tibia bölgesinden hayati tehlike oluşturmayacak, kemik kırığı oluşacak şekilde yaralayan sanığın eylemleriyle, dış dünyaya yansıyan kastının kasten yaralama olduğunun anlaşılması nedeniyle, sanık hakkında silahla kasten yaralama suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın tabancasından çıkan mermilerin olay yerine sonradan gelen, grupta bulunan ve sanık ile birebir tartışma yaşamayan, husumeti bulunmayan mağdur ...’ye isabet ederek, mağdurun hayati tehlike geçirecek ve kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, sanık hakkında olası kast altında yaralama suçundan teşdiden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Olay yerinde bulunan mağdurlar ... ve ...’e yönelik silahla tehdit suçu haricinde başka bir eylemi bulunmayan, sanık hakkında mağdurlar ... ve ..."i kasten öldürmeye teşebbüs suçları nedeniyle açılan kamu davaları nedeniyle ayrı ayrı beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeyerek, delillerin hatalı değerlendirilmesi neticesinde yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
d) Eylemlerini haksız tahrik altında gerçekleştirmediği anlaşılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesi hükmünün uygulanması,
e) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğunun anlaşılması,
Yasaya aykırı olup, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu
nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, müşteki Aydın ve mağdur ..."ye yönelik eylemleri itibariyle verilen hükümler yönünden CMUK.nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, sanığın tutuklulukta geçirdiği süre ve bozmanın mahiyeti dikkate alınarak, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde sanığın derhal TAHLİYESİNE, 01/11/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.