23. Hukuk Dairesi 2014/5370 E. , 2015/2775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Şikayetçi vekili, müvekkilinin,... İcra Müdürlüğü"nün 2011/9589 E. sayılı takip dosyasından hazırlanan sıra cetvelinde üçüncü sırada yer aldığını ve kendisine para kalmadığını, ilk haczin müvekkiline ait dosyadan konulduğunu, birinci sıradaki haczin ilk haciz olarak kabul edilse dahi kendilerine en azından garameten pay ayrılması gerektiğini, müvekkilinin ihtiyati haczinin 13.06.2012 tarihinde kesinleştiğini fakat tebligat dönmediğinden bu hususun atlandığını, takibin kesinleşmediği düşünülse bile ihtiyati haciz alacaklısına muvakkaten pay ayrılması gerektiğini, ilk iki sıradaki alacaklı dosyalarında tebligatın PTT işletmesinde yapıldığını, tebligatların geçersiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
Şikayet olunan vekili, şikayetçi haczinin kesin haciz olmadığını, sıra cetvelinin usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayet olunan alacaklı ..."a ait takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin adreste tebliğ edilmediği, iade işlemi uygulanacağı sırada borçlunun oğlu ..."in PTT işletmesine giderek 16.12.2011 tarihinde tebligatı teslim almış olduğu, bu tebligattan sonra takibin kesinleştirilerek haciz uygulamasına geçildiği, sıra cetvelinin 2. sırada yer alan takip dosyasında da borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının adreste yapılamadığı, iade işlemi uygulanacağı sırada borçlunun bizzat PTT işletmesine giderek 05.01.2012 tarihinde tebligatı teslim almış olduğu, bu tebligattan sonra haciz uygulamasına geçildiği, tebligatların usulüne uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Şikayet, şikayet olunan alacaklının takip dosyalarında yapılan tebligatların usulsüz ve muvazaalı olduğu iddiasına dayalıdır.
Borçluya ait mahcuz malın satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK m. 142/son) ileri sürülmelidir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde genel mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Alacağın esasına sirayet eden muvazaa iddiasında, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır.
Somut olayda, mahkemece yukarıda açıklanan kanun hükmü doğrultusunda, şikayetçi alacaklının iddiası gözetilerek, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.