Esas No: 2021/3859
Karar No: 2022/3297
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3859 Esas 2022/3297 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, zeytin bahçesindeki hasatın kendisi dışındaki kişiler tarafından yapıldığını ve zeytinlerin izni olmaksızın kesilerek satıldığını iddia ederek, davalılardan elatmanın önlenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının talebini kabul etmiş, davalıların taşınmaza müdahalesini yasaklamıştır. Ancak davalılar, istinaf başvurusunda bulunarak davayı reddettirmişlerdir. Bölge Adliye Mahkemesi, davalıların hasılat kirası sözleşmesine dayalı olarak taşınmazda kiracı olup olmadıklarının araştırılmasını gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. ve 373. maddelerine referans verilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/09/2017 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/12/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalılar vekili tarafından talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıya ait 497 ada 21 parselde 26.704,02 m2 miktarlı zeytin bahçesi bulunduğunu, davacının yaşlılığı sebebiyle 2016 yılı zeytin mahsulünü kendisi toplayamadığından, davalı ...'a yarıcılık, masraf ve mahsulde ortaklık olarak adlandırılan sözleşme ile işlemesi için verdiğini ve 2016 yılı ürününün Kasım-Aralık-Ocak aylarında toplanıp paylaşıldığını, taraflar arasındaki sözleşme sona ermesine rağmen her iki davalının el ve işbirliği yaparak zeytinliğe el koyduklarını, zeytinleri müvekkilin rızası dışında keserek odun edip sattıklarını beyanla, davalıların dava konusu taşınmazda hiçbir üstün hakka dayanmadan devam eden vaki müdahalelerinin men'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davacının Nazilli Cumhuriyet Savcılığına vermiş olduğu ifadesinde taşınmazı 2016 yılının Ağustos ayında ortağa verdiğini kabul ettiğini, zeytin ağacının 2 yılda bir mahsul verdiğini, bir önceki yıl verim alınmadığını, bu dönemden sonra davalı ...’un ağaçların imarını ve sulamasını yapıp ilacını attığını, aralarını sürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile davalıların, .... Mahallesi ... Mevkii 497 ada 21 parsel sayılı taşınmaza vaki müdahalelerinin menine karar verilmiştir.
Davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin kabulüne, Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/12/2018 tarih, 2017/643 Esas-2018/749 sayılı Kararın HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında 2016 yılına ilişkin hasılat kira sözleşmesi olduğuna dair ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı taraf söz konusu sözleşmenin iki yıl süreli olduğunu savunmuşsa da, taraflar arasında 2017 yılı sezonuna ait bir hasılat kirası sözleşmesinin bulunduğu iddia eden tarafça ispat edilememiştir. Davacının davalılara gönderdiği 11.02.2017 tarihli ihtarname ile dava konusu 497 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki zeytin mahsulünün toplanmamasını ihtar etmesine rağmen davalıların taşınmaz üzerinde tasarruflarına devam ettikleri, özellikle davalılar vekilinin cevap dilekçesinde de açıklandığı üzere davalı ...’un ağaçların imarını ve sulamasını yapıp ilacını attığını, aralarını sürdüğünü, diğer davalı ...’nın ise davalı ...’un çalışanı olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesi gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların hasılat kirası sözleşmesine dayalı olarak taşınmazda kiracı sıfatıyla bulunup bulunmadıklarının kira davasında araştırılmasının gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli, 2019/909 Esas 2020/398 sayılı Kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 09/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.