Abaküs Yazılım
İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/846
Karar No: 2022/309
Karar Tarihi: 28.04.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/846 Esas 2022/309 Karar Sayılı İlamı

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ


ESAS NO : 2018/846 Esas
KARAR NO : 2022/309

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/04/2022


Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;---- sokak kavşağında davalı--- sevk ve idaresindeki "----istikametinden gelip ----halinde ---- karşı tarafına geçmek isteyen müvekkillerinin babası----yaya halinde iken çok hızlı gelerek çarptığı, bu şekilde trafik kurallarını ihlal ederek --- vefat etmesine sebep olduğunu, davalı ---sevk ve idaresindeki "--- araç, davalı ------ plakalı aracın ---sorumluluk sigorta poliçesi ---- düzenlenmiş olduğundan, sigortacısı olarak sorumluluğu bulunan--- davaya dahil edildiğini, muris--- ölümü ile geriye mirasçıları müvekkilleri ----kaldığını beyan ile, müvekkillerinin maddi zararının tazmini için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 500,00TL olmak üzere şimdilik 1000,00TL maddi tazminat tutarının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davalı için 2000,00TL olmak üzere şimdilik toplam 4000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının, manevi zararın tazmini için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davalı için 50.000 TL olmak üzere şimdilik 100.000TL tutarındaki manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı ----vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan ---- aracın müvekkili şirket nezdinde --- --- olduğunu, müvekkili Sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, bu nedenle kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, müteveffanın çocuklarının yetişkin olmaları sebebiyle bu kişiler bakımından destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmadığını, ---- kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, zarar hesabının ------ kayıtlı kişiler tarafından yapılması gerektiğini, manevi tazminat talepleri poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini beyan ile, davacıların yetişkin olmaları sebebiyle müteveffa babaları ----desteğinden yoksun kalmadıkları sabit olduğundan ve davacıların hak kazanacağı bir destekten yoksun kalma tazminatı bulunmadığından maddi tazminat taleplerinin reddini, manevi tazminat taleplerinin müvekkili şirket nezdindeki ----- teminatı dışında olduğundan manevi tazminat taleplerinin reddini, reddedilen talepler bakımından müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesini, her halükarda iş bu haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın müvekkili şirket bakımından reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini, bilvekale talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
---- ait tashih dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı görüldü.
---- tarafından dava konusu kazaya ilişkin hasar dosyasının dosyamız arasına sunulduğu görüldü.
----döküm cetvelini mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu görüldü.
----Esas sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderildiği görüldü.
--- hazırlanan sosyal durum araştırma raporunun mahkememiz dosyasına sunulduğu görüldü.
--- raporda özetle; " davalı sürücü --- yönetimindeki minibüs yola gereken dikkati vermemiş, kavşağa hız azaltarak ----- bir şekilde yaklaşmayıp kavşak başını kullanarak geçiş yapan yayaya ilk geçiş hakkını bırakmamış, nizamlara aykırı hareket etmiş olup olayda kusurludur. Müteveffa yaya ------- olay yeri kavşak mahallinde her ne kadar ilk geçiş hakkına haiz ise de seyir halinde bulunan vasıtaların durumunu yeterince kontrol etmemiş, geçişi sırasında davalı idaresindeki minibüsün sadmesine maruz kaldığı olayda kusurludur. Sonuç olarak; y ukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; Davalı sürücü----'ın %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya --- --- %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu " şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
07/07/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir kusur ve hasar alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 17/08/2020 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; " Davalı tarafa sigortalı araç ---- plaka sayılı minibüs) sürücüsü ---- %70 (Yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, Davacılar yakını yaya ----30 (Yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını maktul yayanın kavşak başı mahallini kullanarak geçiş yaptığı hususu, olay anı görüntülerindeki olayın oluş şekli ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 109/d maddesi de dikkate alındığında ------ hazırlanan---- tarihli raporun “SONUÇ” kısmındaki ve yayanın kusur durumu ile ilgili değerlendirmeye tarafımca uyulduğu (Bu raporda Sürücü ---- %70 ORANINDA KUSURLU olduğu, yaya -------- %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.) " şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
22/09/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir kusur ve hasar alanında uzman makine mühendisi bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve --- bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi Ek raporunda özetle; " Davalı tarafa sigortalı araç--- sayılı ----) sürücüsü davalı ---%70 (Yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını yaya----- %30 (Yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını maktul yayanın kavşak başı mahallini kullanarak geçiş yaptığı hususu, olay anı görüntülerindeki olayın oluş şekli ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 109/d maddesi de (Kavşaklarda Geçiş Hakkı) dikkate alındığında, ---- raporların “SONUÇ” kısmındaki sürücü ve yayanın kusur durumu ile ilgili değerlendirmeye tarafımca UYULDUĞU (Bu raporda Sürücü ----- %70 oranında kusurlu olduğu, yaya ------- %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.) Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 109. Maddesine göre sürücünün kavşak başı mahallinden geçen yayaya geçiş hakkını vermediği hususu, sürücünün yayayı gördüğü hususu ve vaktin gece olduğu hususu ve--- gelişini haber vermediği hususu da dikkate alındığında---- tarihli rapordaki 11/1/2022 tarihli ara karar ile dosyanın -----bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 08/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; " Sayın Mahkeme 'nin--- görevlendirmesi gereği ---dikkate alınarak, ---- yapıldığı, Destekten yoksunluk yönünden------tarafından davacılara yapılan ödeme olmadığı, bu nedenle davaların zararlarından, yapılan ödeme kaynaklı her hangi bir indirim yapılmadığı, davacının destekten yoksunluk zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalıların sorumluluğu dâhilinde olup olmadığının Sayın Mahkeme “nin takdirinde olduğu, Müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, Davacı--- hesaplanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Tutarının 56.758,40 TL olduğu, Davacı ---- hesaplanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Tutarının 56.758,40 TL olduğu," şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davanın trafik kazasından kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat davası olarak açıldığı görüldü.
Davacıların maddi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde talep edilen her bir davacı için ayrı ayrı 500,00 TL olmak suretiyle toplamda 1.000 TL tutarında talep edilen maddi tazminatın hangi kalemden kaynaklandığı hususunda davacı vekili tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığı, neye dayalı olarak istendiğinin belirli olmadığı görülmekle 1000 TL maddi tazminat talebinin Mahkememizce reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar tarafından talep edilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yetişkin olan davacıların babasının desteğine muhtaç olma ihtimali hayatın olağan akışına aykırıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Yani destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı içinde, yetişkin bir insanın anne babasından destek görmesi değil tersine yetişkin bir insanın anne ve babasına belirli düzeyde destek olması beklenebilir.
Davacı ----tarihli olup kaza tarihi itibariyle evli ve destek yaş sınırını aşmış olması dolayısıyla, davacı---- doğum tarihli olup kaza tarihi itibariyle evli ve destek yaş sınırını aşmış olması dolayısıyla tazminat talep etme hakları bulunmamaktadır. Nitekim dosya kapsamında tanzim edilen 24.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da, "Dosya kapsamında belge ve bilgiler incelendiğinde davacı vekili müteveffa--- davacılar ----- fiilini destekliğinin olduğunu belirtmiş ancak dosya kapsamındaki belge ve bilgiler incelendiğinde müteveffa ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı tespit edilememiştir." şeklinde tespitte bulunulduğu görülmektedir.
Destek yaş sınırını aşmış ve kendi geçimini sağlayabilecek olan yaşta olan kimseler tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceği Yargıtay kararlarında da sabittir.
----- tarihli kararında;
“Kabule göre de; genel olarak bir kimse ancak ölümden önce bakmakta olduğu ve sağ kalsaydı, kuvvetli bir ihtimalle ileride bakacağı anlaşılan kişilerin desteğidir. Öyleyse bir başkasına “bakma” destek olmanın en önemli şartıdır. Bir babanın sağlıklı çocuğuna erginlik çağına kadar bakması ona destek olması tabiidir. Erginlik çağından sonra destek olması için eğitim, askerlik gibi durumların varlığı gereklidir. Bu sebeple yetişkin ve geçimini sağlaması gereken çocuklar yönünden destek tazminatının istenmesi olanaklı değildir. Bununla birlikte günümüzde geçerli değer ölçülerinin bir sonucu olarak erkek ve kız çocuğunun bakım ihtiyacının sona erdiği tarih, genel olarak, eğitimin veya askerlik süresinin tamamlandığı yaştır. Kural olarak askerlik vazifesinin -----yaşında tamamlandığının üstün olasılık olarak kabulü mümkündür” denilmektedir.
---- tarihli kararında;
“Desteğin, küçük çocuklarının bakım ihtiyacından ne zaman kurtulacağını tayin etmek, çocuğun yaşadığı yöreye, ----- ekonomik durumuna göre değişmektedir. Hâkim, her somut olayda, destek ölmeseydi, ne kadar süre ile destek olacak idiyse bu süreyi destek süresi olarak kabul eder. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresi esas alınır. Çocuklarda, kız veya erkek ---- yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar. Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, kız çocuklarının --- yaşına kadar, erkek çocuklarının ---yaşına kadar desteğe ihtiyaç duyacağının kabulü gerekmektedir.” denilmektedir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle destek yaş sınırını aşmış olan davacılar yönünden destekten yoksun kalma taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede;
Davacılar davada kazaya sebebiyet veren sürücü,------- aleyhine açtığı davada manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56/2. madde/fıkrasında; "Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmüne yer verilmiştir.
Tarafların ----araştırılmış; davacı ----, aylık asgari ücret kazandığı, kirada oturduğu, aylık ----- kira ödediği, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin olmadığı, UYAP üzerinden yapılan araştırmada davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulünün tespit edilemediği, davacı ---- emekli olduğu , aylık --- maaşı aldığı, oturduğu evin kira olduğu, aylık 350,00 TL kira ödediği, eşi ve 2 oğlu ile birlikte yaşadığı, eşinin ev hanımı olduğu, --- yapılan araştırmada davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulünün tespit edilemediği, davalı ---- şirketine ait ------- aylık asgari ücret kazandığı, ek gelir ve fazla çalışma ücretinin bulunmadığı, UYAP üzerinden yapılan araştırmada davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulünün tespit edilemediği anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları,--- ------- rapor, kusur ve hasar alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve dosya bir bütün olarak incelendiğinde; 10/11/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davalı sürücü ---- %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa ---%30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.---- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, davacıların iddiası ve davalı ------- kazadaki kusur oranı dikkate alındığında davalı sürücü ---- % 30 kusurlu oluşu, taraflara ait ekonomik ---- ve olayın (kazanın) oluş şekli hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde; huzurdaki davacıların ölenin çocukları olduğu ve bu olay nedeni ile manevi ızdırap çektikleri sabit bulunmuştur. Olaydaki kusur durumu, olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişimi, ölenin davacılara yakınlığı, davalının kusur oranı, eylemin niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, hak ve ---- davacı ve davalının sosyal ve mali durumları bir bütün olarak değerlendirilmiş davacılardaki acı ve elemin bir nebze olsun dindirilebilmesi amacı ile takdiren kısa kararda belirtilen miktarda davacılar lehine manevi tazminata karar verilmiştir.
------ Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir......Dava konusu olayda, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olup, ayrı ayrı manevi tazminat isteminde bulunmalarına ve her bir davacı için ayrı ayrı hüküm kurulmasına (kısmen kabul kararı verilmesine) göre davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir."( Aynı gerekçeler---- sayılı ilamında "....Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece her bir davacı bakımından maddi ve manevi tazminata ilişkin talepler reddolduğu halde, davalı----- mirasçıları ve davalı ----- davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçeleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan kimselerin açtıkları davalarda ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtmiştir. ---- 10/4. Madde ve fıkrası uyarınca manevi tazminat davası maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün olan taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından ayrıca vekalet ücretine hükmedilir.
Davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmamasına rağmen davacıların manevi tazminat istemlerini bu davalıya da yöneltmiş olmaları nedeni ile manevi tazminat yönünden her davacı yönünden davalı sigorta şirketine vekalet ücreti verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bulunan kusur ve aktüerya raporları, yukarıda atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları bir bütün olarak değerlendirilmiş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Açılan davanın maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatları talepleri yönünden REDDİNE,
2-)Açılan davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile; takdiren davacı--- 15.000,00 TL, davacı ---- olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ---- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
HARÇLAR VE YARGILAMA GİDERİ
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 30.000,00 TL'lik kısım yönünden alınması gereken 2.049,3‬0 TL harçtan, 358,63 TL peşin harç ve 374,00 TL tamamlama harcının toplamı olan 732,63 TL'den mahsubu ile bakiye 1.316,67 TL karar harcının ----- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 358,63 TL peşin harç ve 374,00 TL tamamlama harcı ile 35,90 TL başvuru harcının toplamı olan 768,53 TL'nin ---- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacılar tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 581,65 TL posta gideri olmak üzere toplam 1381,65 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 224,63 TL yargılama giderinin davalılar ---- müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınıp davacılara VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara tarafa İADESİNE,
6-Daval----tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 669,94 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davalı -----VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davalı ----- BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
VEKALET ÜCRETİ :
A-)MADDİ TAZMİNAT AÇISINDAN
7-Davalılar --- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan --- 8.250,09 TL vekalet ücretinin davacı --- tahsili ile Davalılar ----- müştereken ve müteselsilen VERİLMESİNE,
8-Davalılar ----kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ---- alınması gereken 8.250,09 TL vekalet ücretinin davacı --- tahsili ile Davalılar ----- müştereken ve müteselsilen VERİLMESİNE,
B-)MANEVİ TAZMİNAT AÇISINDAN
9-Davacı ---- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ---- alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ---- tahsili ile davacı ------ VERİLMESİNE,
10-Davacı ---- kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ----- gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ----- tahsili ile davacı ----- VERİLMESİNE,
11-Davalı------- ve davalı ------- kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ----- göre alınması gereken 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı ----- tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
12-Davalı ---- ve davalı ------kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ------ TL vekalet ücretinin davacı ---- tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
14-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansın yatırana İADESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacılar vekili ve davalı------------- vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi