11. Hukuk Dairesi 2019/2306 E. , 2020/285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 13/02/2018 tarih ve 2016/108 E.- 2018/77 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/03/2019 tarih ve 2019/313 E.- 2019/355 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkili kuruma ait marka ve tasarım tescili olarak kullandığı Çaykur Tiryaki Çayı paketlerini renk, tasarım, ambalaj ve isim ile taklit ederek Vatan Çay Tiryaki Çayı olarak piyasaya sürdüğünü, davalının haksız rekabeti nedeniyle müvekkili kurumun maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek, davalının haksız rekabetinin men"ine ve müvekkili kurumun marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, maddi zarar miktarının belirlenmesi mümkün olmadığından belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil kuruma verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi rapor içeriklerine göre davalının Vatan Çay Tiryaki Çayı biçimindeki markayı ambalaj kullanım biçimine göre kullanmasının iltibas yaratması nedeniyle davacının Çaykur Tiryaki Çayı marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalının Vatan Çay Tiryaki Çayı şeklindeki ambalajının ise davacının Çaykur Tiryaki Çayı markası ile karıştırılma ihtimali nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, markaların benzer ve farklı özelliklerini irdeleyen bilirkişi raporuna göre de davalının kullandığı markanın davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği ve haksız rekabete yol açtığı, her ne kadar bilirkişi raporunda maddi ve manevi tazminat hususunda net bir hesaplama yapılmamış ise de, uğranılan zarar miktarı tam olarak ispat edilemediğinden davacının maddi tazminat talepli davasında BK 50. maddesi uyarınca maddi tazminatın mahkemece belirlendiği, manevi tazminatın da zenginleşme aracı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takdiren 7.000,00 TL maddi tazminat ile taktiren 4.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, haksız rekabetinin men"ine, marka hakkına tecavüz eden fillerin durdurulmasına, Vatan Çay Tiryaki Çayı markası adı altında davalı tarafça marka hakkında tecavüz şeklinde üretilen çay poşet ve paketlerinin el konulmasına ve imhasına, tecavüz teşkil eden çay poşet ve paketlerinin üretmeye yarayan özgü kalıp, klişe gibi araçlara el konulması ve imhası taleplerinin başka türlü üretimi bulunması ve tecavüzü önlenmesi bakımından imhanın kaçınılmazlığı ispatlanamadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız rekabet ile tescilli tasarım ve marka haklarına dayalı tecavüzün tespiti, men ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, kararın gerekçe kısmında davalının eyleminin hem marka, hem de tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğu belirtildiği halde hüküm fıkrasında tasarım hakkı yönünden bir hüküm kurulmaması çelişkili olmuş ve bu sebeple hükmün re"sen bozulması gerekmiştir.
3- Davacı, tazminat tercihini marka hakkı yönünden 556 sayılı marka KHK"nın 66/2-b, tasarım hakkı yönünden ise 554 sayılı Tasarım KHK"nın 52/2-b maddesine dayandırmış olup, buna göre her bir hak kategorisi yönünden, markanın ve tasarımın ayrı ayrı davalının elde etmesi muhtemel kazançtaki payı esas alınarak belirlenmesi, davacının elde ettiği kazancın belirlenmesi için de öncelikle davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece, maddi tazminat hesabı yönünden, öncelikle 6100 sayılı HMK"nın 220 ve devamı maddeleri uyarınca davalı tarafa ilgili döneme ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için ihtaratlı kesin süre verilmesi ve sunulmaması halinde, davalının dava konusu emtiadan hangi miktarda üretmiş olabileceği konusunda gerektiğinde HMK 220/3. maddesi uyarınca davacı tarafın görüşü de sorularak, davalıya işletmenin büyüklüğü, hacmi ve müşteri çevresi itibariyle üretip pazarlamış olabileceği taklit markalı ve tasarımlı ürün miktarı belirlenerek bu sonuca göre maddi tazminat hesabı yapılması ve manevi tazminat isteminin de, bu yolla tespit edilecek tecavüzün boyutuna göre değerlendirilmesi gerekirken, davalı tarafın ticari defterlerinin ibraz edilmediği gerekçesiyle 6098 sayılı TBK’nın 50 ve devamı maddeleri uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle temyiz eden davacı yararına bozulması gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 563,41 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.